Aydınlara çağrı...Aydınlar, aydınlar... Kimdir bu büyülü sözcüğün anlamına girenler?:

Bu gün 2017 bilim ve teknolojinin açığa vurduğu şeyleri 1400 sene evvel Muhammed sas vahiy alarak bir çok şeyi ayet olarak açıklamıştır.
https://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2017/ 03/ bu-gun-2017-bilim-ve-teknolojinin-acga.ht ml
EŞYA BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/03/bu-sozun-aksini-iddia-eden-varsa.html
https://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2017/05/esyabazolcu-alindiginda.html
Hesabını muhasebeni doğru verilerle yap güzel kardeşim. Biz dileseydik, onları sana gösterirdik de sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki, sen onları konuşma üsluplarından tanırsın.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/04/ hesabn-muhasebeni-dogru-verilerle-yap.htm l
Aydın sorumluluğu, ideolojinin kültürel bağlantılarını kurmaktır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=764958910622179& id=100013242319421
Ya değiştirirsiniz, ya da değiştirilirsiniz.
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1200289350203957248 
Hastalıkların teşhisinde gayet başarılı olan camia, çözüm önerilerinde ise ne yazık ki çok ketum durumda.
Tabi bunun birçok sebepleri olduğu bilinen gerçeklerdir. Bunlardan belki de en başta geleni, Müslüman camiadaki aydın ulema kesiminin teşhis edebilecek yeterliliğe sahip olmaları, lakin çözüm önerecek entelektüel kapasitemizin olmayışı olarak görülebilir.
İŞTE ÇÖZÜM...
EY GENÇLİK,SAHABEDEN DAHA İYİ BİR MEVKİYE,MAKAMA GELMEK İSTER MİSİN.? PEYGAMBERLERDEN DAHA AVANTAJLI OLMAK İSTER MİSİN.?
Ey Âdemoğlu!
Öyle bir mahkemeden geçeceksin ki orada torpil yok, aracı yok, rüşvet yok, Allah Subhenehû ve Teala izin vermezse şefaatçi yok, her yönden çepeçevre kuşatılmışsın, yaptığın her iş ve sözde, beş ayrı şahit ile Yüceler Yücesi Allahu Teala’nın mahkemesine geleceksin. Gel yol yakınken, yaşarken, kendi kendini muhakeme et... Yol yakınken hidayete tabi ol, kalıcı olan nimetlere bağlan, talep et... Allah Subhenehû ve Teala katında hayırlı olan nimetlere bağlan. Allah’a ve Allah’tan gelen iman ve yaşam esaslarına sımsıkı sarıl, akideni yeniden gözden geçir, kontrol et, amellerinin ölçüsünü nereden alıyorsun ona bir bak, yanlışsa o ölçüleri terk et, tövbe et. Böylece ahiret gününde yüzleri ağıranlardan ol, yüzleri kararanlardan değil.
Şunu bil ki; Allah Subhenehû ve Teala’yı asla kandıramazsın. Sözünde özünde dosdoğru ol. “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ilahi emrine Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem sımsıkı sarılmıştı sende rehberini takip et, ona uy.
https://www.facebook.com/notes/h%C3%BCseyin-uzun-%C5%9Fa%C5%9Fmaz/ insanin-hayata-baki%C5%9Fi-nasil-olmalidi r/160543151063761/ 
Eşyadaki özellikleri diğer eşyadaki özelliklerle ilişkilendirdiğin zaman problem çözülür.
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1192788125271101441
BAKIŞ AÇISI-Bakış açısı yanlış olunca görüntü, bilgi noksan olunca hüküm yanlış oluyor.
https://meerstr11.blogspot.com/2017/01/bakis-acisi.html 
Önümüzü açacak öncü kuşaklar olmadan aslâ! Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İnsan arzı imarla mükelleftir.
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1193101074099527681 
Önümüzü açacak öncü kuşaklar olmadan aslâ! Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İnsan arzı imarla mükelleftir.
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1193101074099527681 
Önümüzü açacak öncü kuşaklar olmadan aslâ! Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İnsan arzı imarla mükelleftir.
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1193101074099527681 
Söz karanlığın kalbine atılmış bir kurşundur. Aydının eylemi/ameli söz söylemektir. Topluma karşı Peygamberi bir görevi bulunan aydının kalemi onun eylem/amel alanını oluşturur. Onun ruh, duygu, düşünce dünyasında topladığı, halkın kültür ve medeniyet bahçesine ektiği çiçekler toplumun ileriye doğru atılım yapabilmesi için itici bir güç görevi görür.
İNSAN, EŞYA VE VAKIA İLE OLAN İLİŞKİSİ.İnsan arzı imarla mükelleftir.
KAİDELERİN KONUŞTUKLARINDAN ....DÜNYA'YA KÖKLÜ ÇÖZÜM...
Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=687459561705448& id=100013242319421 
”İnsanlık Tarihinin En Tehlikeli Dönemindeyiz”
“Kuşkusuz, Allah hiçbir toplumun durumunu, onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe değiştirmez.”(Rad 11)
Not.Kişinin kendisinde bulunan eski fakat yanlış olan bilginin,Yeni duyduğu doğru bilgiyi HAZMETME si zordur.Süt içen bebeğe yemek sunulması gibi.
Hatalı olmayan alim ve cemaat yoktur.Bizim dikkate alacağımız İslami akide konusu.Allâh, senin hakikatindir, özündür, varlığındır.
*Sözü çok tehlikelidir.Yanlıştır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=313021395815935& id=100013242319421
Sorgulamadan direkt inanmak, yani bence çiğnemeden yutmak, sadece hazımsızlık getirir huzur değil...
http://www.dogancuceloglu.net/yazilar/151/sorgulayan-ve-inanan-insan-sorusu/
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
“Kuşkusuz, Allah hiçbir toplumun durumunu, onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe değiştirmez.”(Rad 11)
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=549875258797213& id=100013242319421
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ VE VAKIA İLE OLAN İLİŞKİSİ.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=549081488876590& id=100013242319421
.Allah’ın yardımı ve fetih geldiği ve sen, insanların, bölük bölük, Allah’ın dinine girdiklerini gördüğün zaman, 3.hemen Rabbinin övgüsüyle birlikte her türlü noksanlıktan Kendisini arındır ve O’ndan bağışlanma dile. Şüphesiz O, ezelden beri tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı verendir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=547216825729723& id=100013242319421
“Oluşturduğu şeylerin kötülüğünden ve çöktüğü zaman karanlığın kötülüğünden ve düğümlere tükürüp üfleyenlerin/sözleşmelere uymayanların kötülüğünden ve kıskandığı zaman kıskananın kötülüğünden çatlamaların Rabbine; sıkıntıları ortadan kaldıran Allah’a sığınırım” de!
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=547215049063234& id=100013242319421
Osmanlı Devletini bir fetret devri bekliyor.Rabbim sonumuzu hayır etsin.Der Ali Muhsin Bey ve Hünkar evet haklısın bu koca devleti bir fetret devri bekliyor.İçim kan ağlıyor yüreğim yanıyor ama nafile artık elimden bir şey gelmiyor
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=544241506027255& id=100013242319421
ÇAĞINDAN SORUMLU KİŞİ.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=544231692694903& id=100013242319421
Ey Allah’ın gönderdiği mesajlarla toplumu uyarma ve aydınlatma görevini sürdürenler!
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=547173732400699& id=100013242319421
Ey toplumu uyarı ve aydınlatma görevine hazır kişiler! Hadi görev başına!
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=547165222401550& id=100013242319421
Türkiyeliler olarak alışığız biz “ne olacak bu memleketin hali” kaygısına ve “şimdi her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var” telaşı ve propagandasına ya, oradan mülhem bunları küre çapında yinelesek diye düşünmek istiyorum.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=542958319488907& id=100013242319421
Aydın sorumluluğu, ideolojinin kültürel bağlantılarını kurmaktır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=764958910622179& id=100013242319421
Cenneti kazanmak onay ve red meselesidir. Kişilerin cennet algısını berraklaştırmak,netleştirmek gerekir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=429701757481231& id=100013242319421
Dostunu düşmanını tanıman için önce matematiksel ( işlenmemiş ham bilgidir) verilerini bilmen gerekir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=531196367331769& id=100013242319421
Okullar değil sadece camilerde de kişiler zehirlenip uyuşturuluyor.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=358785017906239& id=100013242319421
Kişi kaygıyla baş etmek için farkındalığı çoğaltmalıdır.Kendisinin farkına varmalıdır,kendi iç güçlerinden ,kendi imkanlarından hız alabileceğini ve bu şekilde kaygıyla başa çıkabileceğini fark etmelidir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=358668627917878& id=100013242319421
***ÖNEMLİ ÖNEMLİ ÖNEMLİ***
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=358042807980460& id=100013242319421
BU GÜNKÜ (2017) MÜSLÜMANLARDAN DEĞİL TÜM İNSANLIKTAN BEKLEMEK LAZIM BEKLENTİLERİMİZİ.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=349737025477705& id=100013242319421
NEDEN SEN (SİZ) DEĞİL...?
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=319668245151250& id=100013242319421
islam haraketi Mekke'de bir şiddet ortamında meydana çıktı. 2016-Aynı.!
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=181720158946060& id=100013242319421

Aydın sorumluluğu, ideolojinin kültürel bağlantılarını kurmaktır.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/07/menfaatcilikyeni-ideoloji.html
Öncülerin;Mefhumları, Kavramları değişsin ki toplum değişsin.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ onculerin-kavramlara-bakisi-yanlis.html
İnsanlığın kurtuluşu için duyguları yönlendirmek genelde alimlere,liderlere öncülere özelde kişinin kendisine düşer.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanlgn-kurtulusu-icin-duygular.html
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ VE VAKIA İLE OLAN İLİŞKİSİ.
Kişi hüküm verirken verdiği konu hakkında bilgisi noksan eksik olursa hükümde yanlış olur.
Vakıanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileri.
EŞYA,BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA...
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=764779823973421& id=100013242319421
DERT YANMAK VEYA DERTLERİ GÜNDEME GETİRMEKTENSE DERTLERİN ÜZERİNE YOĞUNLAŞMAK DAHA VERİMLİ OLMAZ MI.?
https://bredaholland.blogspot.com/2018/07/dert-yanmak-veya-dertleri-gundeme.html 
Yeni fikir, gelişen hayatta devamınızı, yaşamanızı mümkün kılacak fikir demektir. Bu ise ancak eşyanın tabiatına uygun olmakla mümkün olabildiğinden yeni fikir doğru fikir (aydın fikir) demektir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=723982828053121& id=100013242319421 
Akide; insan, hayat ve kâinat hakkında, bunların öncesi ve bunların sonrası hakkında, bunlar ile öncesi arasındaki ve bunlar ile sonrası arasındaki münasebetler hakkında kapsamlı bir fikirdir. Bu, temel fikirdir. Çünkü, bütün fikirler kendisine tabi olan insanların hayat sürecinde yaşam şekline yön verir ve insanın hayata bakış açısını belirler. İnsan bütün olaylara onun penceresinden bakar. İslâm akidesi bu anlamda fikri kaidedir. Çünkü, İslâm akidesi yukarıda belirttiğimiz bakış açısına uygun olarak insan, hayat ve kâinat hakkında bir fikir ortaya koymuş ve bu üç olguyu birbiri ile ilişkilendirmiştir. Bu ilişkilendirme öyle bir nizam ve inceliğe sahiptir ki, insan aklını ikna eder ve kalbi mutmain eder. Bu hassaslığı ancak aydın bir bakış açısı ile yakalayabiliriz. İşte bu aydın bakışın bizi götürdüğü yer bu fikrin bir alternatifinin olmadığıdır. Düşünebilen aydın bakışlı şahsiyetin bu fikrin dışına çıkabilmesinin tek sebebi inadı olabilir. Bu yüzden İslâm akidesi fikri bir kaidedir. Düşünen ve doğruyu kabul etmeye hazır olan insanın bu fikrin dışında bir dünya görüşünü, hayat tasvirini kabul etmesi imkânsızdır. Bu imkânsızlığın sebebi İslâm akidesinin ortaya koyduğu fikrin reddedilebilir özellikte olmaması ve tek doğru fikri kaide oluşudur.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=349418958842845& id=100013242319421
Dostunu düşmanını tanıman için önce matematiksel ( işlenmemiş ham bilgidir) verilerini bilmen gerekir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=531196367331769& id=100013242319421
NEDEN SEN (SİZ) DEĞİL...?
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=319668245151250& id=100013242319421
KİŞİNİN TAKİP ETMESİ GEREKEN HEDEF...
https://www.facebook.com/100013242319421/videos/160531794398230/ 
Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ.
İNSANDAKİ HALLER..(EŞYADAKİ ÖZELLİKLER.) DEN BAZILARI.
Vakıanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileri.
Bu sözün aksini iddia eden varsa buyurun konuşalım.EŞYA BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=722486121536125& id=100013242319421 
Ey iman etmiş kimseler! Size, sizi can yakıcı bir cezadan kurtaracak, kazançlı bir ticaret göstereyim mi?;
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=728449660939771& id=100013242319421 
Ey iman etmiş kimseler! Size, sizi can yakıcı bir cezadan kurtaracak, kazançlı bir ticaret göstereyim mi?;
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=728449660939771& id=100013242319421 
Ey iman etmiş kimseler! Size, sizi can yakıcı bir cezadan kurtaracak, kazançlı bir ticaret göstereyim mi?;
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=728449660939771& id=100013242319421 
Tez konusu arayan kişilerin dikkatine arz olunur.
Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ.
EŞYA BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=722486121536125& id=100013242319421
Bilginin çokluğu, ilimlerin çeşitliliği, birikimin tamamının tahsil imkansızlığı ilginç zihni savrulmaları tetikledi. İnsanlar bilgi kaosunun içinde yollarını arıyorlar. Ne yapacaklarını bilmez, hangi yöne gideceklerini kestiremez haldeler.
Siz in problemin çözümü bende benim problemin çözümü de siz de
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=725909811193756& id=100013242319421
Müslüman dünyası, yeni bir dönemin eşiğinde bulunuyor. Pek çoğumuz belki gelişmelerin seyrini algılamakta bile zorlanıyoruz ama geleceğin dünyasını inşa etme noktasında tek alternatif olarak İslam’ın kaldığı bugün artık rahatlıkla söyleyebiliriz. Hâlihazırda Müslümanlar, küresel bir güç olabilecek imkânlardan yoksundurlar; ancak bütün yerküre üzerinde bu potansiyeli haiz başka bir alternatif düşünce, inanç sistemi veya ideolojide bulunmamaktadır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=724615634656507& id=100013242319421
“Allah peygamberlik müessesesi ümmete yüklenmiştir. Ümmet insanlığa Marufu emredecek, neyhe de mani olacak. Müslüman evinde rahat rahat yatamaz. Böyle bir hakkı yok”
Siz in problemin çözümü bende benim problemin çözümü de siz de
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=724730787978325& id=100013242319421
CEHENNEM İLE İLGİLİ MESELELER
Cenneti kazanmak onay ve red meselesidir.... -
Peki bu kadar küçük bir yapının içinde ne vardır?
İnsanın tüm özellikleri kavranıldığı zaman,yeni bir çağ, gerçek insan çağı başlayacaktır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=718783868573017& id=100013242319421
Soruyorum kendime niye Müslümanım diyenlerle uğraşıyorsun?
ÇÜNKÜ...EN BÜYÜK ENGEL....
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=728057480978989& id=100013242319421
Cennete girip de artısı olmayan kişi bu gün amazonlarda Afrikada yaşayan insanlar gibi yaşam sürecek.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=725215554596515& id=100013242319421
Düşünmek, duygusal bir durum değil; akli bir durumdur. Zira insanın en temel vasfı, düşünmek ve bilmektir. Bu yüzden her düşünüyorum diyen, düşünüyor anlamına gelmez.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=726684991116238& id=100013242319421
İslam dünyası toplumları, dini popülizm- hurafe, politik popülizm- hamaset uyuşturucularına bağımlı hale geldiği için, gerçeğe ve bilince bir türlü uyanamıyor, uyanmak istemiyor. Dini popülizm- hurafe, politik popülizm- hamaset uyuşturucularına bağımlı hale gelen toplumlarda, gerçeğe ve bilince uyanan; hayata, dünyaya, tarihe sorumlu bir özne olarak katılmak isteyen Müslümanlara ‘’sapık’’ ya da ‘’ zındık’’ muamelesi yapılıyor. İslam toplumları, kronik bağımlılıklarla malûl bulundukları için düşünmekten, sorgulamalar ve yüzleşmeler yapmaktan feragat ediyor, bu nedenle de yerleşik ideolojik klişeleri yerleşik konformist klişeleri aşamıyor, İdeolojik ürünler ithal etmeye devam ediyor
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=727842797667124& id=100013242319421
Ey iman etmiş kimseler! Size, sizi can yakıcı bir cezadan kurtaracak, kazançlı bir ticaret göstereyim mi? Allah’a ve O’nun eElçisi’ne inanacaksınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla çaba harcayacaksınız. İşte bu, eğer bilirseniz, sizin için daha iyidir: Sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki hoş meskenlere girdirir. İşte bu, büyük kurtuluştur. Ve sizin seveceğiniz başka bir şey daha: Allah’tan yardım ve yakın bir fetih… Ve inananlara müjde ver.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=727875607663843& id=100013242319421 
Tez konusu arayan kişilerin dikkatine arz olunur.
Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ.
EŞYA BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=722486121536125& id=100013242319421 
Tez konusu arayan kişilerin dikkatine arz olunur.
Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ.
EŞYA BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=722486121536125& id=100013242319421

Tez konusu arayan kişilerin dikkatine arz olunur.
Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ.
EŞYA BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=722486121536125& id=100013242319421 
Tez konusu arayan kişilerin dikkatine arz olunur.
Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ.
İNSANDAKİ HALLER..(EŞYADAKİ ÖZELLİKLER.) DEN BAZILARI.
Vakıanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileri.
Bu sözün aksini iddia eden varsa buyurun konuşalım.EŞYA BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=722486121536125& id=100013242319421 
Yeni fikir, gelişen hayatta devamınızı, yaşamanızı mümkün kılacak fikir demektir. Bu ise ancak eşyanın tabiatına uygun olmakla mümkün olabildiğinden yeni fikir doğru fikir (aydın fikir) demektir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=522778448173561& id=100013242319421
Allâh, senin hakikatindir, özündür, varlığındır. **Sözü çok tehlikelidir.Yanlıştır.**Kişiyi cehenneme götürür.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=476115699506503& id=100013242319421
GENELDE TÜM İNSANLIK,ÖZELDE MÜSLÜMANLAR KUŞATILMIŞ HALDELER ŞU ANDA.
DOSTUNU DÜŞMANINI BELİRLEKİ HEDEFİNE VARASIN MÜSLÜMAN,KARDEŞİM.
DİYANET VE MESCİDİ DIRAR'IN KURULUŞ GAYESİ AYNI OLDUĞUNA GÖRE (MÜSLÜMANLARA ENGEL)
MESCİDİ DIRARA YAPTIĞIN HER İYİLİK KÖTÜ ALGILANIYORDA NİYE DİYANETE YAPILAN HER İYİLİK SEVAP ALGILANIYOR.?
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=338171563300918& id=100013242319421&substory_index=0
YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRABİLMEK için HERKESİN GERÇEKLEŞTİRMESİ GEREKEN PROJELER! - İnsanlarda ölçü...
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=305299199921488& id=100013242319421
Öncelik vermemiz gerek şeylerin sırasını bilmiyoruz.
Önceliklerimiz Kuranın öncelikleri ile çelişiyor. Çoğu zaman çatışıyor.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=299761547141920& id=100013242319421
ÖLÇÜ,NETLİK,SIRA,OLSUN Kİ HEDEFE VARASIN.ŞİRK....
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=310321066085968& id=100013242319421
İnsanlarda ölçü olmadığından böyle yanlış yollara gidiyorlar. Ölçüyü kullanın ve...
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=305305376587537& id=100013242319421
https://obg-necdetkaynak.blogspot.com/2013/10/ dusunce-ve-hayal-gucunu-daha-etkin.html?s howComment=1497091086730&fbclid=IwAR19D7 aiJxVHpAj1DZajBYuluoPz9uU64amPeOmWPiDzYe nzxphpJ90BMgw
BU ÖZELLİK,KİŞİNİN OLAYLARA BAKIŞ AÇISINI BELİRLEMEK İÇİN BİR ÖLÇÜDÜR.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=338145119970229& id=100013242319421
KAİDE.ÖLÇÜ.İLK BAŞLANGIÇTA.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=338144893303585& id=100013242319421
Bu sözün aksini iddia eden varsa buyurun konuşalım.EŞYA BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=321710074947067& id=100013242319421
İşte bütün düğümlerin,problemlerin başladığı kaynak burasıdır. Bu insanlığın algılamasında bozukluk vardır.
Bizim yaratıcımız Allah; demiyor mu sizin en büyük düşmanınız Şeytan diye.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=279749599143115& id=100013242319421
Şeytan Müslüman kılıfına bürünüp prof etiketiyle Atv ve flastv gibi kanallarda Nihat hatipoğlu,Cübbeli Ahmet gibi kişiler vasıtasıyla şu Allah tarifini sunuyor eğer sen onların söylemiş olduğu Akideyi benimser ve onaylarsan Kafir oluyor ve ebedi cehenneme gidiyorsun.Her ne kadarda diğer islamın şartlarını yerine getirsende.
Ey insanlar, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın şeytan, sizi Allah'ın affına güvendirerek ayartmasın.Fatır.5
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=202889366829139& id=100013242319421
***ÇOK ÖNEMLİ BAKIŞ AÇISI TEVHİDE***
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=292213784563363& id=100013242319421
BEN MÜSLÜMAN MIYIM ? DEĞİL MİYİM ? BİR SAĞLAMASINI YAPALIM. -
https://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2017/ 01/ ben-musluman-miyim-degil-miyim-bir.html
İslami kesimlerin iktidar iddiasında bulunmadan önce İslami bilinci özgürleştirerek, özgürleşen bilinç yoluyla toplumsal değişime öncelik vermeleri gerekiyor.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=328718760912865& id=100013242319421
DOĞRU YOLDA OLDUKLARINI SANANLAR.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=331924043925670& id=100013242319421
GENELDE TÜM İNSANLIK,ÖZELDE MÜSLÜMANLAR KUŞATILMIŞ HALDELER ŞU ANDA.
DOSTUNU DÜŞMANINI BELİRLEKİ HEDEFİNE VARASIN MÜSLÜMAN,KARDEŞİM.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=310079606110114& id=100013242319421
HELAK GELİYORUM DİYOR. GELMİŞ ! KAPIDA...
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=337693533348721& id=100013242319421
Ey Resulullah’ın kızı Fatıma! Sen de kendini Allah’tan satın almaya çalış; zira senin için de bir şey yapamam.”
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=337105613407513& id=100013242319421
Bu aşağıdaki bakış açısı bu insanlığa yüklenmeden bu insanlık tedavi olmaz.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=337043253413749& id=100013242319421
NEDEN SEN (SİZ) DEĞİL...?
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=319668245151250& id=100013242319421 
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ.
Odun denen kütük anladı da bu insan denen odun anlamadı kainatta var olan her şeyin element olup eşya kategorisine girdiğini.
Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Karşı düşüncelere tepki vermek bir çözüm değil. Sorular ve sorunlar var, bunlara karşılı verecek, çözüm üretecek girişimler olmayınca çabaların hiçbir anlamı olmaz.
NEDEN SEN (SİZ) DEĞİL...?
Ve andolsun Biz, sana diğer bir defa daha iyilik yapmıştık: “38.Hani bir vakit vahyolunan şeyleri annene vahyetmiştik, ‘39.Mûsâ’yı sandık içine koy da bol suya/nehre bırak, sonra da bol su/nehir o’nu sahile atsın. Onu Bana düşman olan ve o’na düşman olan birisi alsın.’ Ve Ben tarafımdan senin üzerine bir muhabbet bıraktım ve Benim gözetimim altında yetiştirilmen için, 40.hani kız kardeşin yürüyordu da ‘Sizi o’nun bakımını üstlenecek birine götüreyim mi?’ diyordu. Böylece gözü aydın olsun ve kederlenmesin diye seni annene geri döndürdük. Ve sen, bir can öldürmüştün de seni gamdan kurtarmıştık. Ve Biz seni potada eritip saflaştırdıkça saflaştırdık/seni olgunlaştırdık. Bir de yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra bir ölçü; plan üzerine geldin, ey Mûsâ!
41.Ve Ben, seni Kendim için yetiştirdim.
https://istekuran.net/sureler/45-ta-ha-suresi.html?fbclid=IwAR3QJGep21K 4L04u6wDOpDX48M__8yP3UhH-M4MfnNJYK0VJ9fS n9PgeR6U
DİKKAT SEN BU GÜN PEYGAMBERLERDEN DAHA TOLERANSLI,AVANTAJLISIN.2017
https://bredaholland.blogspot.com/2018/01/ dikkat-sen-bu-gun-peygamberlerden-daha.ht ml
Akıl eleğinden,süzgecinden,filitresinden geçmeden doğrudan yaratıcı tarafından bildirilen sözler bütününe vahiy denir.
https://meerstr11.blogspot.com/2017/01/akil-bu-gibi-genel-tanimlar-kisinin.html
Dava adamı (Peygamberlik müessesesini yüklenenler) olduklarını ileri sürenler. Dinleyin anlayın ki yolunuza devam edesiniz.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=676921909425880& id=100013242319421
Dolayısıyla bu kıssadan öncelikle hisse almış olan ilk muhatap peygamberimiz, sonra da onun görevini devam ettiren ve ettirecek olan mücahitlerdir.
Devrimi sadece Peygamberler yaparlar, yaptılar; benzerini onların dosdoğru yolundan gidenler hatta, öğretilerini, mücadele amaç ve biçimini değiştirenler yaptı.
Biz, Kur’ân’ı sana sıkıntıya düşesin/mutsuz olasın diye değil, ancak saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan kimse için bir öğüt olmak üzere, yeryüzünü ve yüce gökleri oluşturandan bir indirilişle indirdik.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=695597664224971& id=100013242319421 
Söz karanlığın kalbine atılmış bir kurşundur. Aydının eylemi/ameli söz söylemektir. Topluma karşı Peygamberi bir görevi bulunan aydının kalemi onun eylem/amel alanını oluşturur. Onun ruh, duygu, düşünce dünyasında topladığı, halkın kültür ve medeniyet bahçesine ektiği çiçekler toplumun ileriye doğru atılım yapabilmesi için itici bir güç görevi görür.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=686910951760309&id=100013242319421
İNSAN, EŞYA VE VAKIA İLE OLAN İLİŞKİSİ.İnsan arzı imarla mükelleftir.
KAİDELERİN KONUŞTUKLARINDAN ....DÜNYA'YA KÖKLÜ ÇÖZÜM...
https://bredaholland.blogspot.com/2019/04/ insan-esya-ve-vakia-ile-olan-iliskisi.htm l
Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/02/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html 
Bu Müslümanlığımız ile hangi dünyayı imar ve hangi ahiretimizi ma’mur edeceğiz Allah aşkına?
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=685943718523699& id=100013242319421
T.C.Müslümanın devleti olamaz. Hiç bir sistem başka bir sistemi istemez.Kaide.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=675768476207890& id=100013242319421 
Şayet âlim ya da aydın zaten toplumda dolaşımda olan görüş ve düşüncelerin dışında farklı bir şey söylemeyecekse, fonksiyonu ne olacaktır? Zira onun temel görevi, yeni düşünceler üreterek, topluma ve siyasete seçenekler sunmaktır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=683836358734435& id=100013242319421
2.Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/02/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html 
Taze bilgi taze gıda gibidir. Hayat taze bilgiye aç. Sürekli taze bilgi üretmek gerekiyor.
Vakıanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileri.
https://meerstr11.blogspot.com/2018/05/vakann-esyadaki-ozellikleri-ile-olan.html
Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/02/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html

Yeni fikir, gelişen hayatta devamınızı, yaşamanızı mümkün kılacak fikir demektir. Bu ise ancak eşyanın tabiatına uygun olmakla mümkün olabildiğinden yeni fikir doğru fikir (aydın fikir) demektir.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ yeni-fikir-gelisen-hayatta-devamnz.html 
”İnsanlık Tarihinin En Tehlikeli Dönemindeyiz”
“Kuşkusuz, Allah hiçbir toplumun durumunu, onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe değiştirmez.”(Rad 11)
Not.Kişinin kendisinde bulunan eski fakat yanlış olan bilginin,Yeni duyduğu doğru bilgiyi HAZMETME si zordur.Süt içen bebeğe yemek sunulması gibi.
Hatalı olmayan alim ve cemaat yoktur.Bizim dikkate alacağımız İslami akide konusu.Allâh, senin hakikatindir, özündür, varlığındır.
*Sözü çok tehlikelidir.Yanlıştır.
Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/02/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html
DEMEK Kİ OLABİLİYORMUŞ. Peki, Şükrü Sak için verilen 14 ay hapis cezası ne oluyor?
https://bredaholland.blogspot.com/2019/02/ demek-ki-olabiliyormus-peki-sukru-sak.htm l
NEYE ANLAMIYORSUNUZ KARDEŞİM,ARKADAŞIM,İNSANLIĞIN ÖNCÜLERİ OLDUKLARINI İLERİ SÜRENLER.BURADA BAŞ ÇAVUŞUN BEYGİRİ Mİ OSURUYOR.?
https://bredaholland.blogspot.com/2019/02/ neye-anlamiyorsunuz-kardesimarkadasimin.h tml
Kafaya bir doğru girmedikten sonra on filozof girse de boştur!
https://bredaholland.blogspot.com/2019/03/ kafaya-bir-dogru-girmedikten-sonra-on.htm l
Bu gün orta doğuda vuku bulan olaylar yarın tüm dünyada bu yapay zekalı robotlar tarafından olacak ve şu fikirlere o zaman değer verilip incelenecektir.İsra Suresi, 67. v.b.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/01/ bu-gun-orta-doguda-vuku-bulan-olaylar.htm l 
Yeni fikir, gelişen hayatta devamınızı, yaşamanızı mümkün kılacak fikir demektir. Bu ise ancak eşyanın tabiatına uygun olmakla mümkün olabildiğinden yeni fikir doğru fikir (aydın fikir) demektir.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ yeni-fikir-gelisen-hayatta-devamnz.html

Yeni fikir, gelişen hayatta devamınızı, yaşamanızı mümkün kılacak fikir demektir. Bu ise ancak eşyanın tabiatına uygun olmakla mümkün olabildiğinden yeni fikir doğru fikir (aydın fikir) demektir.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ yeni-fikir-gelisen-hayatta-devamnz.html 
Yeni fikir, gelişen hayatta devamınızı, yaşamanızı mümkün kılacak fikir demektir. Bu ise ancak eşyanın tabiatına uygun olmakla mümkün olabildiğinden yeni fikir doğru fikir (aydın fikir) demektir.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ yeni-fikir-gelisen-hayatta-devamnz.html 
Fakat insanların düşüncesini değiştirmek kolay iş değildir. Değişime direnen sadece muhafazakârlar değildir, en açık fikirliler bile değişime direnç gösterirler.
BİZ BU FİKRİN ÜZERİNE YOĞUNLAŞARAK GELECEK NESİLE PAKET HALİNDE HAZIRLAMAMIZ LAZIM.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/02/ iste-bu-noktada-iceriye-ve-dsarya.html?fb clid=IwAR0IniqWDDrro4feYMS18hHTje9QTNMQS 7Ipp6kBMSlloPZzMtO3y0l9DpI
Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/02/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html ?fbclid=IwAR2eSnjX7rnyfdL42SyhnhOkPsiPA8 PfjR8woQhuufRw5QlDQvmffUDz2oA
Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda. Millet din bilgilerinden dertlerine çare üretecek proje bekliyor.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/02/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html 
Bu nedenle, elinizdeki bu çalışmanın bir Kur’ân tefsiri olmadığını özellikle belirtmek gerekir.Bizim anlayışımıza göre Kur’ân’ın insanlar tarafından tefsirine ihtiyaç yoktur. Çünkü Kur’ân’ın bizzat kendisi yüceler yücesi Rabbimiz tarafından yapılmış en güzel tefsirdir. Nitekim Furkan Sûresinin 33. Âyetinde, Onların sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, sana hakkı [doğrusunu] ve en güzel açıkl... Devamını Gör
DERT YANMAK VEYA DERTLERİ GÜNDEME GETİRMEKTENSE DERTLERİN ÜZERİNE YOĞUNLAŞMAK DAHA VERİMLİ OLMAZ MI.?
https://bredaholland.blogspot.com/2018/07/dert-yanmak-veya-dertleri-gundeme.html
Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html
YAŞAMIN İLK BAŞLANGICINDAKİ ÖLÇÜ; KAİDELER....Biz peygamber göndermedikçe hiçbir kavmi azaba uğratmayız.
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/QpyFqEdJawA 
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/12/ oncualimaydn-cagndan-mesuldur-insanin.htm l
EY GENÇLİK,SAHABEDEN DAHA İYİ BİR MEVKİYE,MAKAMA GELMEK İSTER MİSİN.? PEYGAMBERLERDEN DAHA AVANTAJLI OLMAK İSTER MİSİN.?
https://namenstr8bredaholland.blogspot.com/2018/ 11/ey-gencliksahabeden-daha-iyi-bir.html
Gelin kuran meallerini, tefsirlerini Allahın fıtratına ve değışmez yasalarına göre yeniden düzenleyelim
https://bredaholland.blogspot.com/2019/01/ gelin-kuran-meallerini-tefsirlerini.html
Sustuk. Kardeşlerimizi eleştirmeyelim, dedik. Üstelik beceriksizlikleri de alkışlar olduk. Çıkarcılığa ve meddahlığa alıştık, alıştırıldık. Yürekten dostların uyarılarına da karşı çıkar, tavır koyar olduk.
https://bredaholland.blogspot.com/2019/01/ sustuk-kardeslerimizi-elestirmeyelim.html
TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR. ŞU AN İSLAM BELDELERİ...
https://www.facebook.com/saved/list/593527404431998 
Hayatın bir karmaşaya dönüşmesi insanları seçeneksiz bırakıyor. Karmaşa bir anlamda kaos ve çözümsüzlük. İnsanın ufkunu daraltan, sıkboğaz çok neden var. Sağlıklı düşünme ortamından yoksunluk ağır basıyor.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/05/ anlatamiyoruzbakis-acimiz-yanlis2018.html
Düşüncenin olmadığı yerde durumu belirleyen anlık olaylar oluyor. Gerilim, buna bağlı bir yönetim tarzı. Yöntem kaos üzerine kurulu. Bu sürekli hâle gelince insanlar çıkış yolu bulmada zorlanıyorlar.
https://namenstr8bredaholland.blogspot.com/2018/ 11/ey-gencliksahabeden-daha-iyi-bir.html
Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html
DERT YANMAK VEYA DERTLERİ GÜNDEME GETİRMEKTENSE DERTLERİN ÜZERİNE YOĞUNLAŞMAK DAHA VERİMLİ OLMAZ MI.?
https://bredaholland.blogspot.com/2018/07/dert-yanmak-veya-dertleri-gundeme.html 
Davamız yok. Davası olduğunu söyleyenler de davasıyla dertlenmediği için sahici değil, gerçekçi olamıyor, bundandır muvaffak olmuyor, olamıyor. Olmamalıdır da, samimiyet, azim, gayret göstermeyenin başarılı olmaması tesadüf de değildir, olması gereken de budur.
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/DryKy7198GC
EY GENÇLİK,SAHABEDEN DAHA İYİ BİR MEVKİYE,MAKAMA GELMEK İSTER MİSİN.? PEYGAMBERLERDEN DAHA AVANTAJLI OLMAK İSTER MİSİN.?
https://namenstr8bredaholland.blogspot.com/2018/ 11/ey-gencliksahabeden-daha-iyi-bir.html
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/12/ oncualimaydn-cagndan-mesuldur-insanin.htm l

Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html
EY GENÇLİK,SAHABEDEN DAHA İYİ BİR MEVKİYE,MAKAMA GELMEK İSTER MİSİN.? PEYGAMBERLERDEN DAHA AVANTAJLI OLMAK İSTER MİSİN.?
https://namenstr8bredaholland.blogspot.com/2018/ 11/ey-gencliksahabeden-daha-iyi-bir.html
Hastalıkların teşhisinde gayet başarılı olan camia, çözüm önerilerinde ise ne yazık ki çok ketum durumda.
Tabi bunun birçok sebepleri olduğu bilinen gerçeklerdir. Bunlardan belki de en başta geleni, Müslüman camiadaki aydın ulema kesiminin teşhis edebilecek yeterliliğe sahip olmaları, lakin çözüm önerecek entelektüel kapasitemizin olmayışı olarak görülebilir.
İŞTE ÇÖZÜM...
EY GENÇLİK,SAHABEDEN DAHA İYİ BİR MEVKİYE,MAKAMA GELMEK İSTER MİSİN.? PEYGAMBERLERDEN DAHA AVANTAJLI OLMAK İSTER MİSİN.?
https://plus.google.com/109838719669290377148/posts/Cp8NV7C5V9a
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=568618256922913& id=100013242319421
Hastalıkların teşhisinde gayet başarılı olan camia, çözüm önerilerinde ise ne yazık ki çok ketum durumda.
Tabi bunun birçok sebepleri olduğu bilinen gerçeklerdir. Bunlardan belki de en başta geleni, Müslüman camiadaki aydın ulema kesiminin teşhis edebilecek yeterliliğe sahip olmaları, lakin çözüm önerecek entelektüel kapasitemizin olmayışı olarak görülebilir.
İŞTE ÇÖZÜM...
EY GENÇLİK,SAHABEDEN DAHA İYİ BİR MEVKİYE,MAKAMA GELMEK İSTER MİSİN.? PEYGAMBERLERDEN DAHA AVANTAJLI OLMAK İSTER MİSİN.?
https://plus.google.com/109838719669290377148/posts/Cp8NV7C5V9a
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=568618256922913& id=100013242319421 
Hastalıkların teşhisinde gayet başarılı olan camia, çözüm önerilerinde ise ne yazık ki çok ketum durumda.
Tabi bunun birçok sebepleri olduğu bilinen gerçeklerdir. Bunlardan belki de en başta geleni, Müslüman camiadaki aydın ulema kesiminin teşhis edebilecek yeterliliğe sahip olmaları, lakin çözüm önerecek entelektüel kapasitemizin olmayışı olarak görülebilir.
İŞTE ÇÖZÜM...
EY GENÇLİK,SAHABEDEN DAHA İYİ BİR MEVKİYE,MAKAMA GELMEK İSTER MİSİN.? PEYGAMBERLERDEN DAHA AVANTAJLI OLMAK İSTER MİSİN.?
https://namenstr8bredaholland.blogspot.com/2018/ 11/ey-gencliksahabeden-daha-iyi-bir.html 
İNSANIN HAYATA BAKIŞI NASIL OLMALIDIR?
İnsanın hayata bakış açısı, onun yaşamı açısından çok önemlidir. Çünkü süreceği yaşam onun hayat hakkındaki anlayışına göre şekil alır. Temel dinamik ve kişinin hayat hakkında kabul ettiği temel fikir ne olursa, süreceği yaşam da onun üzerine binâ edilecektir. Kişi şu soruları kendisine sormalı, cevap verirken de insaflı davranmalı, cevaplarda kesinlik ve kat... Devamını Gör
Bugün insanlık neden perişan? Çağrılar neden etkili olmaz? Sözler neden yerine ulaşmaz?
Sıkıntı nerede?
ÖNCÜLERİN KAVRAMLARA BAKIŞI YANLIŞ.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ onculerin-kavramlara-bakisi-yanlis.html
SEN VE BEN BU İNSANLIĞA ÖRNEK,ÖNDER,ÖNCÜ İDİK HANİ...
https://bredaholland.blogspot.com/2018/03/ sen-ve-ben-bu-insanliga-ornekonderoncu.ht ml
İnsanlığın kurtuluşu için duyguları yö... Devamını Gör
‘Zaman her şeyin ilacıdır’ der geçeriz çoğu zaman, ancak zaman bazen bu ilacı çok acı bir şekilde sunar. Bunda elbette insanoğlunun başıbozukluğu ve yaşadığından bir türlü ders almamasının da etkisi var. Alışkanlıklar bunda pay sahibi olduğu gibi insanın alışmaya müsait mizacı da etkili oluyor. Bütün bu durumu Susan Sontag özetlemiş aslında, onun ifadesi ile söylersek: “İnsanoğlu Platon’un mağaras... Devamını Gör

İnsan; zamanla yıpranır. Zamanla duyguları aşınır. Bazen kendimizi hesaba çekip yenilemek gerekir.
***
İnsanlığın kurtuluşu için duyguları yönlendirmek öncülere düşer.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanlgn-kurtulusu-icin-duygular.html
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
Fikir/düşünce konusu Nebhani’nin üzerinde ciddiyetle ve önemle durduğu konulardan biridir. “Aydın düşünce”nin hayatın ekseni olduğuna, insanlığın yükselmesi ve alçalmasında toplumları sürükleyen fikirlerin niteliğinin belirleyici olduğuna inanır.
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/MwofBZNAeXN
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=556506898134049& id=100013242319421
Her bir imtihan kişinin veya hareketin mikrobik ortamlarla karşılaşmasıdır. Böylece hareket bağışıklık kazanacak, mücadeleyi öğrenecek, sağlamlaşacak, iç ve dış tehditlere hazır hale gelecektir. Bu anlamda düşünülürse şer gibi görünen imtihanın hayır olduğu anlaşılacaktır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=467623183689088& id=100013242319421
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
Her bir imtihan kişinin veya hareketin mikrobik ortamlarla karşılaşmasıdır. Böylece hareket bağışıklık kazanacak, mücadeleyi öğrenecek, sağlamlaşacak, iç ve dış tehditlere hazır hale gelecektir. Bu anlamda düşünülürse şer gibi görünen imtihanın hayır olduğu anlaşılacaktır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=467623183689088& id=100013242319421
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
Peki, son 25-30 yılda ne oldu?
ANLATAMIYORUZ...BAKIŞ AÇIMIZ YANLIŞ.2018.DOĞRUSU AŞAĞIDA.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/05/ anlatamiyoruzbakis-acimiz-yanlis2018.html ?fbclid=IwAR34I-45iHcE-wPoiDKPE2ERb7fgBk 81h-3uxYlfBGlOwTlwofXI1nxHgmY
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=544241506027255& id=100013242319421
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html
Not.
İslam alimlerinin bir kısmının şiddeti teşvik eden açıklamaları da etkili olmuştur.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=467623183689088& id=100013242319421
https://bredaholland.blogspot.com/2018/05/ilahi-adaleti-unutmayin.html
TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR. ŞU AN İSLAM BELDELERİ...TEOPOLİTİK KARARLAR, DÜNYAYI KAOSA SÜRÜKLER
KAİDELERİN KONUŞTUKLARINDAN ....DÜNYA'YA KÖKLÜ ÇÖZÜM...
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=525744657876940& id=100013242319421 
Kur'an'ın temel kavramlarının Allah'tan indirildiği şekilde korunup algılanmasının önemi ihmal edilmemelidir. Kaynak: Kavramları Doğru Kavrıyor muyuz?
***
Düşünme yetisi, kontrol edilemeyen, yani insana boyun eğmeyen, onun iradesi dışında her türlü koşulda faaliyet gösteren bir beyin fonksiyonudur.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/06/ dusunme-yetisi-kontrol-edilemeyen-yani.ht ml
Düşünmenin temeline “Varlığın Hakikati” sorusu koyulmalıdır.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/09/ dusunmenin-temeline-varlgn-hakikati.html
ÖNCÜLERİN KAVRAMLARA BAKIŞI YANLIŞ.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ onculerin-kavramlara-bakisi-yanlis.html
Düşünmesini bilirseniz ilim için, yorumlama için ve hepsinden önemlisi hikmet için kendinize bir kapı aralamış olursunuz.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/dusunmesini-bilirseniz-ilim-icin.html
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html
Müslümanca düşünüş ve yaşayış tarzının ifade araçları olan kavramlar dünyasına girebilmek, mevcut bulanıklıkları giderebilmek için Kur'an'ın özüne uygun anlama çabası içinde bulunmak sorumlu mü'minlere ait bir zorunluluktur.
Not.
Yeni kavramlar metine anında dönüştürülemeyişinin sebeblerinden hazım,sindirememe olayı bir etkendir.
Ölçün var mı.?
Müslümansan Müslümanlığının garanti belgesi.
Cennetin garanti belgesi.
Sen peygamberlerden daha toleranslısın.
Eşyayı baz,ölçü aldığında bütün problemlerin çözüleceği
v.b. gibi.
https://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2017/ 07/ bizim-koydeki-insanlarn-olaylara-baks.htm l
Kur'an kavramlarına ve terimlerine tarihte geçirdikleri maceralara göre değil ilahi merama uygun bağlamlarda kullanmak zorundayız.
Sadece eğlenmek, gırgırla şamatayla vakit geçirmek, küçük büyük ihtiraslarımızın elinde oyuncak olmak için gelmedik dünyaya. Kendi hakikatimizi aramak, bunun kalp yükünü taşımak için geldik. Güzelliğimizi kaybedersek hayatiyetimizi de kaybederiz. Kaybedilen her vakit, en iyi ihtimalle yerinde saymak anlamına gelir her insan için. Vaktin değerini bilmemek ömrü boşa geçirmektir.
***
Cenneti kazanmak onay ve red meselesidir.
Kişilerin cennet algısını berraklaştırmak,netleştirmek gerekir.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/09/ cenneti-kazanmak-onay-ve-red-meselesidir. html
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
Terim mânasındaki bu fetretin mevcudiyeti âyet, hadis, tarihî ve sosyal realitelerle sabittir. Mu’tezile dahil bütün İslâm âlimleri de bu hususta ittifak etmişlerdir.
İslâm âlimleri fetret kavramını “Ey ehl-i kitap! ‘Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi’ demeyesiniz diye, size peygamberlerin arasının kesildiği bir sırada hakkı açıklayan resûlümüz geldi.” (el-Mâide 5/19) anlamındaki âyette yer alan “alâ fetretin mine’r-rusül…”ifadesinden hareketle tanımlamaya çalışmışlardır.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/05/ anlatamiyoruzbakis-acimiz-yanlis2018.html ?fbclid=IwAR1_XP2N2eRXC6VZv3erypqUHx_Q44 VB1RLZPINMjuzx23W5zPrgu1M0yEk
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=544241506027255& id=100013242319421
“Allah, peygamberlik müessesesi ümmete yüklenmiştir....
https://bredaholland.blogspot.com/2018/03/ allah-peygamberlik-muessesesi-ummete.html
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
”İnsanlık Tarihinin En Tehlikeli Dönemindeyiz”
“Kuşkusuz, Allah hiçbir toplumun durumunu, onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe değiştirmez.”(Rad 11)
Not.Kişinin kendisinde bulunan eski fakat yanlış olan bilginin,Yeni duyduğu doğru bilgiyi HAZMETME si zordur.Süt içen bebeğe yemek sunulması gibi.
Hatalı olmayan alim ve cemaat yoktur.Bizim dikkate alacağımız İslami akide konusu.Allâh, senin hakikatindir, özündür, varlığındır.
*Sözü çok tehlikelidir.Yanlıştır.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=313021395815935& id=100013242319421
Sorgulamadan direkt inanmak, yani bence çiğnemeden yutmak, sadece hazımsızlık getirir huzur değil...
http://www.dogancuceloglu.net/yazilar/151/sorgulayan-ve-inanan-insan-sorusu/
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
Teknolojinin insana muazzam bir güç kazandırdığını ama insanın bu gücü nasıl kullanacağını bilemediğini hatırlatarak yaşanan soruna yaklaştığını gösteriyor yine de: “Tüm bu güç ve onunla ne yapacağımız arasında sıkışmış haldeyiz. İkisini birbirine bağlayan bir şey henüz yok.”
***
Bu gün 2017 bilim ve teknolojinin açığa vurduğu şeyleri 1400 sene evvel Muhammed sas vahiy alarak bir çok şeyi ayet olarak açıklamıştır.
https://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2017/ 03/ bu-gun-2017-bilim-ve-teknolojinin-acga.ht ml
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html
Tanrı, evren ve insan arasındaki hiyerarşik denge muhkem bir şekilde yeniden kurulamazsa, insanlığın, tam da Nietzsche’nin dikkat çektiği, ontolojik yokoluş felâketine sürüklenmesi, üstelik de “pornografi”nin (düşünme ve duyma melekelerinin iptal olduğu dromokratik ayartı rejiminin) baştan çıkarıcı, sarkastik dünyasında güle oynaya yok oluşun eşiğine yuvarlanması önlenemez.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/11/ ac-sozlesmeyi-onaylayan-damgadrbedende.ht ml

İnsanın görmek istediğini görüp, herkesin gördüğünü görmezlikten gelmesi, kendi nefsi arzu ve istekleri için çalıyı dolanması, pireyi deve yaparak(deveyi de pire) realite diye önümüze istisnaların koyulması, “HAKİKAT” adlı gerçeğin gözden ırak tutulmaya çalışılması da bal gibi zulümdür.
***
GÜNDEM...İNSANLIK...GELECEK...GARANTİLİ..
https://bredaholland.blogspot.com/2017/10/gundeminsanlikgelecekgarantili-1.html
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
Düşünmenin temeline “Varlığın Hakikati” sorusu koyulmalıdır.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/09/ dusunmenin-temeline-varlgn-hakikati.html
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
‘’Hakiki dindarlar dinini bilmeyen insanlardır’’ M.B.‘’Dini bildiğin zaman inanma şeyin azalıyor’’ M.B.
DOĞRUDUR Çünkü bu insanlara din diye ALLAH'IN dinini değil kendilerinin dinini öğrettiler.
Dindarlar için “devletin doğruları” önce geliyor...
https://bredaholland.blogspot.com/2018/04/ dindarlar-icin-devletin-dogrular-once.htm l
BİR SÖMÜRÜ ARACI OLARAK DİN...!
https://bredaholland.blogspot.com/2017/06/bir-somuru-araci-olarak-din.html
DİNİ YANLIŞ ALGILATTIRILMAMIZ VE ALGILAMAMIZ...
https://bredaholland.blogspot.com/2017/10/huseyin-uzun-dini-yanlis.html
Yeni Devletin sahibi kim?
https://bredaholland.blogspot.com/2018/07/yeni-devletin-sahibi-kim.html
Bu gün 2018 camilere gidenler ve İslamı öğrenmek isteyenler yanlış ve eksik bilgilerle zehirlenmektedirler.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/04/ bu-gun-2018-camilere-gidenler-ve-islam.ht ml
GENELDE TÜM İNSANLIK,ÖZELDE MÜSLÜMANLAR KUŞATILMIŞ HALDELER ŞU ANDA. DOSTUNU DÜŞMANINI BELİRLEKİ HEDEFİNE VARASIN MÜSLÜMAN,KARDEŞİM.
https://bredaholland.blogspot.com/2017/05/ genelde-tum-insanlikozelde-muslumanlar.ht ml
Dikkat Dikkat Hatalı olmayan alim yoktur. Bizim dikkate alacağımız İslami akide konusu.Kişiye değil vakıaya bakacağız. Cenneti kazanmak onay ve red meselesidir.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/02/ dikkat-dikkat-hatal-olmayan-alim-yoktur.h tml
GENELDE İNSANLIĞIN ÖZELDE MÜSLÜMANLIĞIN YOL AYIRIMI.
https://bredaholland.blogspot.com/2017/10/ genelde-insanligin-ozelde-muslumanligin.h tml
Müslümanlar kendi ilkelerini yeniden değerlendirmeli ve çağın diline tercüme etmelidir.
https://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2018/ 05/eleman-araniyordolgun-ucretmaas.html
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
"Akıllılar hep kuşku içindeyken aptallar küstahça kendinden emindir."Bertrand Russel
"Bilgili bir aptal,bilgisiz bir aptaldan daha aptaldır."Moliere
"İnsanlar bilgisiz doğar,aptal değil,sadece eğitilerek aptal olurlar."Bertrand Russel
***
DİNİ YANLIŞ ALGILATTIRILMAMIZ VE ALGILAMAMIZ...
https://bredaholland.blogspot.com/2017/10/huseyin-uzun-dini-yanlis.html
"Düşünemeyen,anlamayan ve her şeye inanan en büyük aptaldır."
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html
"En iflah olunmaz aptal kişi kendi bilgisinin farkında olmayan."İsaac Asimov
"Bir düşünceyi bir aptalla tartışmak,kör bir insanın önüne fenerle işık tutmaktır."
Âlimin ölümü gözlerin körleşmesi, kulakların sağırlaşması, gönüllerin çoraklaşmasıdır. Görmeden izlemek, duymadan konuşmak, sevmeden yaşamak ne garip şey. Olur mu hiç?Ölü müyüz yoksa ilimsiz mi? Fark eder mi acep! Ne deriz:“Âlimin ölümü, âlemin ölümüdür.”
***
Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda.
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/EvXu2auvTGt
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
Gençlik ideolojilerden uzaklaştı ama boşluğun savurganlığında. Düşünme ve acı çekme yetisi ellerinden alındı. Çok bilgi sahibi ama bilinçsiz ve derinliksiz. Evet böylesi bir hayat işte.
***
Pekiyi sen neredesin ? HAYDAR...! Müslüman aydın tez üretmek zorunda.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/08/ pekiyi-sen-neredesin-haydar-musluman.html
Deva Hazır da Hasta Hazır mı?
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=521004161684323& id=100013242319421 
Zamanı idrak ve sezişle birlikte onun tecelli ve muradı olan mekânı, yani maddeyi/gerçekliği idrak ediyor, aklımızla kuşatmaya, şuurumuzla kavramaya çalışıyoruz.
“Gün ola harman ola!” diyor ya bir şarkısında Erkin Koray; “aciz insanoğlu” aşamadığını, kuşatamadığını, kavrayamadığını, “öte”ye-kaderine, istikbale, “ihtimaller alemi”ne ısmarlıyor.
***
Osmanlı Devletini bir fetret devri bekliyor.Rabbim sonumuzu hayır etsin.Der Ali Muhsin Bey ve Hünkar evet haklısın bu koca devleti bir fetret devri bekliyor.İçim kan ağlıyor yüreğim yanıyor ama nafile artık elimden bir şey gelmiyor
https://plus.google.com/u/0/109838719669290377148/posts/GHvnkCM3Di1
EŞYA,BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA...
https://namenstr8bredahollanda.blogspot.com/2017/ 05/esyabazolcu-alindiginda.html
Vakıanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileri.
https://meerstr11.blogspot.com/2018/05/vakann-esyadaki-ozellikleri-ile-olan.html
Toplumun “yenilik” karşısında vereceği ilk tepki herhangi bir şuur kritiği olmaksızın daha çok hissi bir tepkidir. Işığa direkt bakarken kamaşan göz kapaklarının hareketleri gibi kısık ve ürkek...
Menfaatçilik***Yeni ideoloji***
https://bredaholland.blogspot.com/2018/01/ hrs-basarya-giden-yoldur.html?fbclid=IwAR 1MlhEdyfr6hhcwNKfOgB1Kktuq2MEfPzxmPNckXz DoL0S5ZnRyRXVQGf0
Yeniliği endişe ve korkuyla karşılayan toplumun içinden geçmesi şart olan “zaman tüneli”ne o toplumun aydın topluluğu sokar.
Toplumu hakikate inandıran, yüreklendiren ve yönlendiren aydın, bu vesileyle toplumunu selamete, gelmekte olan “yeni zamanlara” taşır, zihnini/algılarını, dinamiklerini, değerlerini, eğitim ve şuur formatını yeniler, insanının iyiye-güzele-doğruya dönüştürücü riskleri üstlenir.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html 
Artık tartışmaya gerek yok...Eşyadaki özellikleri öğrenince ona göre tedbir,tavır alırsın.cam,ateş,bıçak veya hallerden bir hal..
https://bredaholland.blogspot.com/2018/05/artk-tartsmaya-gerek-yok.html
İnsanlığın kurtuluşu için duyguları yönlendirmek öncülere düşer.
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanlgn-kurtulusu-icin-duygular.html
Öncü,Alim,Aydın, Çağından Mesuldür İNSANIN İLK SORUMLU OLDUĞU ŞEY:
https://bredaholland.blogspot.com/2018/10/insanin-ilk-sorumlu-oldugu-sey.html
Neye hala anlamıyorsunuz.! Yoksa anlamak istemiyor musunuz.?
http://bredaholland.blogspot.com/2018/ ana akımının dışında yer alabilen, ufuk açıcı düşünürlere, aydınlara, bilginlere ve bilgelere sahip OLABİLİRİZ. Onun için şu aşağıdaki fikirlerin üzerine yoğunlaşmamız gerekiyor. 2018.AKLİ DELİL .Allah'ın ilmi yönden ispatı. http://bredaholland.blogspot.com/2018/ http://
|






















!['İNSANIN HAYATA BAKIŞI NASIL OLMALIDIR?
İnsanın hayata bakış açısı, onun yaşamı açısından çok önemlidir. Çünkü süreceği yaşam onun hayat hakkındaki anlayışına göre şekil alır. Temel dinamik ve kişinin hayat hakkında kabul ettiği temel fikir ne olursa, süreceği yaşam da onun üzerine binâ edilecektir. Kişi şu soruları kendisine sormalı, cevap verirken de insaflı davranmalı, cevaplarda kesinlik ve katiyyet aramalıdır. Bu kesinlik ve katiyyet onda imanı meydana getirecektir. İman kelimesi şeksiz, şüphesiz emin olma anlamına gelir.
İslâm'ın hayat hakkında ortaya koyduğu fikir, her şeyin öncesinde bir yaratıcının varlığına iman ki o da; Allahu Teala'dır. Hayat sonrasına da iman etmek gerekir ki o da; Ahiret günüdür. Hayat ile hayat öncesi arasındaki münasebet iki konuyu kapsar. Yaratıcı, yaratık ilişkisi ve Allah'ın emirleri. Hayat ile hayat sonrası arasındaki münasebet de iki şeyi kapsar. Ölümden sonra dirilme, haşr-u neşr ve insanın dünyada yaptığı fiillerinden sorulması.
a-) Allah'a İman
Allah'a iman yani onun varlığına iman, bizler için atalarımızdan kalma geleneksel bir iman olmaktan çıkıp, daha delilli ve tahkiki olmalıdır. Yani insan Allah'a iman etmesi gerektiğini araştırma ve incelemeler sonunda ikna olarak anlamalı ve bundan emin olmalıdır. Aksi taktirde kişinin Müslüman anne ve babadan doğması bir avantaj kabul edilebilir. Kişi tahkiki imanı gerçekleştirdiği takdirde Yahudi bir anne babadan veya dinsiz bir anne babadan olması onu etkilemeyecektir. Çünkü o araştırması sonucu Allahu Teala'yı tespit edecektir. Geleneksel olarak iman eden kişi Hıristiyan bir anne babadan doğdu ise Hıristiyan, Yahudi anne babadansa Yahudi ve ateist anne babadansa ateist olur. Çünkü o kişide taklitçilik mevcuttur. Bu anlamda Müslüman Allah'a olan inancını delilleriyle, kanıtlarıyla tahkiki olarak kabul etmesi gerekir.
Allahu Teala'nın varlığını şu üç yolla bulabiliriz:
1-) İnsanoğlu aciz bir varlıktır. Bu sebeple aciz olmayana yönelir.
2-) İnsanoğlunda mevcut olan içgüdülerden 'tapınma içgüdüsü' onu bir yaratıcıya kulluk etmeye zorlar.
3-) Eşyayı kontrol ettiğinde ve onu incelediğinde (asi olan insan haricinde) her şeyin görevini harfiyen yerine getirdiğini ve insanın müdahalesi olmadığı sürece tabiatın müthiş bir düzene sahip olduğunu görür. Bu düzenin içindeki varlık birbiri ile ilişkili ve birbirine bağımlıdır. Bu da göz önünde bulundurulduğunda kendiliğinden oluşması imkansızdır. Sonuç itibariyle mutlak yaratıcıya ihtiyaç vardır. Bazı ideolojiler varoluşu tesadüflere bağlamışlardır. Bazıları için ise, varoluşun sebebinin yaratılmışlık veya tesadüfîlik olmasının o kadar da önemli olmadığı kanaatini taşımaktadır. Müslümanlar için, yukarıda saydığımız şıklardaki esaslar önem arzeder. Çünkü temel budur. Baştan söylediğimiz gibi temel sağlam ise bina sağlam olur, temel bozuk ise bina ihtişamına rağmen yıkılmaya mahkûmdur.
Yukarıda bahsedilen maddeleri örneklerle açıklayacak olursak:
İnsanın acizliği
İnsan, belli bir mesafeye kadar görebilir, belli bir mesafeden ses işitebilir veya belli bir mesafeye sesini ulaştırabilir, belli bir hızda koşabilir ve yaşam süresini kendisi belirleyemez. Bu saydıklarımız daha da arttırılabilir. Bu sebeple zaafa düştüğü aciz kaldığı zamanlar ve muhtaç olduğu zamanlar çoktur. İşte bu zamanlarda kendisini düştüğü bu çıkmazdan-açmazdan kurtaracak bir güç arar veya hayatın devamını sağladığını zannettiği bir güce yönelerek onu ilah edinir. Bu aynı zamanda onda mevcut olan tapınma içgüdüsünün tecellisidir. Çevresini aydın bir bakışa sahip olmadan incelediğinde şöyle bir tespit yapabilir: Güneş suyun buharlaşmasını, bu da yağmur bulutlarının meydana gelmesini, bunun sonucu olarak da yağan yağmurla nebatın meydana geldiğini, aynı zamanda güneşin olmaması halinde bunların meydana gelmeyeceğini düşünerek güneşi yaratan edinebilir. Nitekim, geçmişte yaşamış buna benzer birçok toplumlar vardır ve ilahları kainat içindeki varlıklardan oluşmaktadır. İşte bu, problemin esasını teşkil etmektedir. Çünkü, insan duyu organlarıyla algıladıklarını sınıflandırırsa karşısına kainat, bu kainatta bulunan canlı, cansız varlığın yaşam süreci, kainatın içinde bulunmasına rağmen onlardan düşünme yetisi ve karar verme yetisiyle ayrılan insan gerçeğiyle karşılaşacaktır. Bu algıladıklarının hepsi insanın kendisi gibi acizdir ve sınırlıdır. O halde bu aşama da bu aciz ve muhtaç varlık aleminin öncesinde ne vardır? sorusu akla gelmektedir. Çünkü aciz ve muhtaç olanın, aciz ve muhtaç olmayan bir düzenleyiciye (daha net bir ifade ile) yaratana ihtiyacı vardır ki, bu da her şeyi yoktan var eden Allah'u Teala'dır.
Bu gelinen aşamadan sonra şu sorular insanın aklını kurcalayabilir: Yaratıcı yarattı, peki ben yaratıcımla nasıl alâka kuracağım ve yaratıcının yaratmasındaki maksat nedir? İşte bu sorunun akabinde devreye peygamberler girmektedir. Yani Allah'ın elçileri. Onlar yaratan tarafından aramızdan seçilmişler ve Allahu Teala'nın yaratmasındaki maksadını bizlere bildirmişlerdir. Bu maksat Kuran’da şöyle zikredilmektedir:
"Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." (Zariyat 56)
Buraya kadar yaratıcının varlığı ve yaratılış gayemizin ne olduğu açıklandığına göre sınırlı olan bu kainatın yok oluşundan sonra ne var? sorusu akla gelir ki, bu da Ahirete imanla bağlantılı bir husustur.
b-) Ahirete iman.
Yeniden dirilme ve hesap gününe iman, Cennet ve Cehenneme iman gibi hususlar hayata bakışın esası ve açısı olmalı. İslâm akidesinin ve ona imanın önemi, ayrıca hayatla bağlantısı kavranmalıdır.
İster Mü’min, ister kafir olsun bütün insanlar bu hayatın bir sonunun (ölümün) olduğunu kabul etmektedir. Ancak ölümün varlığını kabul etmek bizi kurtarmaz. Düşünen insan, ölümden sonra ne var? sorusunu kendisine sormalıdır.
Bu soruya işaretle Allahu Teala Kur-an’ı Kerim de şöyle buyurmaktadır:
“O Allah ki hanginizin daha güzel amel (Kur-an ve Sünnete uygun iş) işleyeceğini imtihan için ölümü ve hayatı yaratmıştır....” (Mülk 2)
Bu ayet gösteriyor ki; hayatın sonunda ölüm vardır, hayata gelişin gayesi kulluktur (iman edip salih amel işlemektir), öldükten sonra ise, diriliş, hesaba çekiliş, ceza ve mükafat vardır.
Dinimiz bu konuyu iki ana kaynakta detayları ile işlemiştir.
İnsan, hayat, kainat ve bunlara ait düzenlerin yok olacağını, bozulacağını şöyle bildirmektedir:
“Sur’a bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün olacak olur, kıyamet kopar. Gök yarılır, o gün düzeni bozulur. Melekler onun çevresindedirler, o gün Rabbinin arşını onlardan başka sekiz tanesi yüklenir.” (Hakka 13-17)
İçinde bulunduğumuz kainatın, mevcut olan düzenin nasıl yok olacağını ise:
“Güneş dürülüp ışığı kalmadığı zaman. Yıldızlar düşüp, söndüğü zaman. Dağlar yürütüldüğü zaman. Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman. Yabani hayvanlar bir araya toplatıldığı zaman. Denizler kaynaştırıldığı zaman. Canlar bedenlerle birleştirildiği zaman. Kız çocuğunun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman. Amel defterleri açıldığı zaman. Gök yerinden oynatıldığı zaman. Cehennem alevlendirildiği zaman Cennet yaklaştırıldığı zaman. İnsanoğlu önceden ne hazırladığını görecektir.” (Tekvir 1-14)
Kıyametin anını Rabbimiz şöyle bildirmiştir:
“Kıyameti gören her emzikli kadın emzirdiğini unutur, her hamile kadın çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş gibi görürsün, oysa sarhoş değillerdir, fakat bu sadece Allah’ın azabının çetin olmasındandır.” (Hac 2)
“Çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak bir tek çığlık beklerler.” (Yasin 49)
Bu ayet önce sur’un üfürülüşten bahsetmektedir. Böylece insanların tamamı ölür.
“Sur’a üflenince, kabirlerinden Rablerine koşarak çıkarlar.” (Yasin 51)
Bu ayet sur’a ikinci defa üfürülüşte insanların mezarlarından kalkarak Rablerine gideceklerini bildirmektedir.
“Tek bir çığlık kopar, hepsi hemen huzurumuza getirilmiş olur.” (Yasin 53)
Böylece insanlar Allahu Teala’nın huzuruna getirilirler ve daha sonra;
“Yeryüzü Rabbinin nuruyla aydınlanır, kitap açılır, peygamber ve şahitler getirilir ve onlara haksızlık yapılmadan, aralarında adaletle hüküm verilir.” (Zümer 69)
Hesap günü; Resule gelen Risalete (Kur-an ve Sünnet ölçülerine) iman edip etmediğimiz, Şeri hükme bağlı kalıp kalmadığımız hususunda hesaba çekileceğiz.
Efendimiz (sav) muhakeme ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
“Kişi ....şu beş değişik şahitler ile mahkemeye gelir. Bir ameli işlerken yeryüzü, onun lehine ve aleyhine şahittir, vücudundaki bütün uzuvlar onun lehine aleyhine şahittir, amel defterleri onun lehine aleyhine şahittir, yazıcı melekler onun lehine aleyhine şahittir ve her şeyi bilen Allah (C.C) onun lehine aleyhine hüküm verir.”
Başka bir Hadis-i Şerifte Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
“Kişi Rabbimin mahkemesinde iken Kur-an’ı Kerim gelir o kişi lehinde aleyhinde şahitlik eder” (İbn-i Kesir Furkan suresi 32’nci ayetin tefsiri)
Yukarıda geçen şahitlik hususunda Rabbimiz Kitab-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır;
“İnsanın : Buna ne oluyor? dediği zaman; İşte o gün, yer, Rabbinin ona vahiy etmesiyle kendi haberlerini anlatır.” (Zilzal 3-5)
“Allah’ın düşmanları o gün cehenneme sürülürler. Hepsi bir aradadırlar. Sonunda oraya varılınca, kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onların aleyhine şahitlik ederler.” (Fussilet 19-20)
“İşte o gün ağızlarını mühürleriz, bizimle elleri konuşur, ayakları da yaptıklarına şahitlik eder.” (Yasin 65)
“Amel defteri ortaya konunca, suçluların, onda yazılı olanlardan korktuklarını görürsün, ‘Vah bize, eyvah bize! Bu defter nasıl olmuşta küçük büyük bir şey bırakmadan hepsini saymış!’derler. İşlediklerini hazır bulurlar. Rabbin kimseye haksızlık etmez” (Kehf 49)
“Her can, kendisiyle beraber bir sürücü ve şahit bulunduğu halde gelir.” (Kaf 21)
“Yanındaki melek ‘İşte bu yanımdaki hazırdır’ der” (Kaf 23)
Buraya kadar yapılan açıklamalardan şu anlaşılmaktadır ki Kur-an ve Sünnet, dünya hayatında yaptığımız bir işten, söylediğimiz bir sözden dolayı hesap günü beş değişik şahidin şahitliğinde, muhakeme olacağımızı bildirmektedir. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Aişe (r.anhâ) hesap günü insanların durumunu sorar. Efendimiz; ‘Ya Aişe insanlar kıyamet günü yalın ayak, sünnetsiz olarak, çırılçıplak anadan doğma bir şekilde haşr olacak.’ dedi.
Aişe: “Ben utanırım Ya Rasulullah’ dedi. Efendimiz; ‘Ya Aişe, durum senin anladığın gibi değil, o gün her insan kendi nefsinin kurtuluşu derdine düşecek, o yanındakinin cinsiyetine bakmaktan daha büyük bir işle karşı karşıya kalacak.” buyurdu.” (Müslim 1193)
Aişe (ra) annemiz anlatıyor: "Ateşi hatırlayıp ağladım, Resûlullah (sav): "Niye ağlıyorsun?" diye sordu. "Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz, Kıyamet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız?" dedim.
"Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar. Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek, öğreninceye kadar; sağına mı soluna mı yoksa arkasına mı? Sırat'ın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca, bunu geçinceye kadar." (Ebu Davud, Sünen 28, 4755)
Rabbimiz bu anları Kur-an’ı Kerim de şöyle açıklıyor:
“O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından kaçar. O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır.” (Abese 34-37)
Evet, bu mahkemeden sonra insanlar Cennet veya Cehenneme doldurulurlar. Bu anı Rabbimiz şöyle bildiriyor:
“Fakat kitabı kendisine solundan verilen kimse ‘Kitabım keşke bana verilmeseydi, keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, bu iş keşke son bulmuş olsaydı, malım bana fayda vermedi, gücümde kalmadı’ derler. İlgililere şöyle buyrulur; ‘Onu alın, bağlayın. Sonra Cehenneme yaslayın. Sonra onu boyu yetmiş arşın olan zincire vurun. Çünkü, o, yüce Allah’a inanmazdı.” (Hakka 25-33)
“İnkar edenler bölük bölük Cehenneme sürülür. Oraya vardıklarında kapıları açılır, bekçileri onlara; ’Size içinizden Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bu güne kavuşacağınızı ihtar eden Peygamberler gelmedi mi?’ derler. ‘Evet geldi’ derler. Lakin azap sözü, inkarcıların aleyhine gerçekleşir.’ ‘Onlara; ‘Temelli kalacağınız Cehennemin kapılarından girin; böbürlenenlerin durağı ne kötüdür! ’ denir.” (Zümer 71-72)
“Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.” (Mülk7)
“Nerede ise öfkesinden paralanacak! İçine her bir toplumun atılmasında, bekçileri onlara; ’Size bir uyarıcı gelmemiş miydi? ’diye sorarlar.” (Mülk 8)
“Onlar; ‘Evet doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz demiştik’ derler.” (Mülk-9)
“Eğer kulak vermiş veya akıl etmiş olsaydık, çılgın alevli Cehennemlikler içinde olmazdık.’ derler.” (Mülk-10)
“Böylece günahlarını itiraf ederler. Çılgın alevli Cehennemlikler yok olsunlar!” (Mülk-11)
Bu ayeti kerimelerde, kendilerine gelen peygamberi inkar edip, onu dinlemeyerek onun getirdiklerine uymayanların gideceği yerin korkunçluğu bir şekilde bize anlatmaktadır. Kafirleri gerçekten çok kötü bir akıbet beklemektedir. İbni Abbas’tan Efendimiz (Sav) şöyle buyurdu;
“Ey inananlar! Allah’tan sakınılması gerektiği gibi sakının, sizler, ancak Müslümanlar olarak can verin.” (Ali İmran-102) ayetini okuyup şöyle buyurdu;
“Eğer zakkumdan bir damla yere damlatılmış olsaydı o damla dünyadaki canlıların geçim vesilesi (olan tüm gıda maddelerini) bozardı. Artık zakkumdan başka yiyeceği olmayanın (Cehennem halkının) hali nasıldır?” (İbni Mace 4325)
“Biz o ağacı, zalimler için bir dert yaptık. O, Cehennemin dibinde çıkan bir ağaçtır. Tomurcukları şeytan başı gibidir. İşte Cehennemlikler bundan yerler, karınlarını onunla doldururlar.” (Saffat 63-66)
“Sonra, siz ey sapıklar, yalanlayanlar! Doğrusu zakkum ağacından yiyeceksiniz. Karınlarınızı onunla dolduracaksınız. Onun üzerine kaynar su içeceksiniz. Hem de susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. İşte onlara, ceza günü sunulacak konukluk budur.” (Vakıa 51-56)
“Yakıcı ateşe yaslanırlar, kızgın bir kaynaktan içirilirler. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur. O ise ne besler ne de açlığı giderir.” (Gaşiye 4-7)
“İnkar edenlere Cehennem ateşi vardır. Ölümlerine hükmedilmez ki ölsünler, kendilerinden Cehennemin azabı da hafifletilmez. Her inkarcıyı böylece cezalandırırız.” (Fatır 36)
“Cehennemde şöyle seslenirler; Ey nöbetçi! Rabbin hiç değilse canımızı alsın. Nöbetçi; ‘Siz böyle kalacaksınız.’ der.” (Zuhruf 77)
“Doğrusu ayetlerimizi inkar edenleri ateşe sokacağız, derilerinin her yanışında, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Allah güçlüdür, hakimdir.” (Nisa 56)
Hasan-ı Basri (ra.) bu ayeti şöyle tefsir etmiştir: Ateş onları her gün yetmiş bin defa yiyip bitirir. Onları her bitirdikçe onlara, ‘eski halinize dönün denir.’ Onlar eski hallerine dönerler.
“Onlar için Cehennemden bir yatak ve üstlerine de örtüler vardır. Zalimleri böyle cezalandırırız.” (Araf 41)
“O gün, suçluları zincire vurulmuş olarak görürsün. Gömlekleri katrandan olacak, yüzlerini ateş bürüyecektir.” (İbrahim 49-50)
“Ve de ki: Hak, Rabbinizdendir. Öyle ise dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Biz, zalimlere öyle bir cehennem hazırladık ki, onun duvarları kendilerini çepe çevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) imdat dileyecek olsalar imdatlarına, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. Ne fena bir içecek ve ne kötü bir kalma yeri!” (Kehf 29)
Buraya kadar naklettiğimiz ayetler kafirler, iman etmeyenler, Allah’a eş koşanlar, tağutlar, münafıklar, hainler ve bazıları da günahkar mü’minler hakkındadır. Ancak günahkar mü’min iman sahibi olduğu için ebedi olarak Cehennemde kalmayacaktır. Allah (cc) şöyle buyurdu:
“Rabbinin dilediği hariç, (onlar) gökler ve yer durdukça o ateşte ebedi kalacaklardır. Çünkü Rabbin, istediğini hakkıyla yapandır.” (Hûd 107)
Bu ayetlerdeki vasfedilen kişilerin dünya hayatlarına bakıldığında iman etmedikleri, Peygamberi tanımadıkları, vahyi dünya hayatlarına hakem kılmadıkları görülür ve bundan dolayı da kötü son ile karşılaşacak, ebedi bu hal üzere kalacaklardır. Rabbimiz, iman etmeyenlerin dünya hayatındaki amellerinin hiçbir değerinin olmadığını yüce kitabında şöyle bildiriyor:
“İnkâr edenlere gelince, onların amelleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir ki susayan onu su zanneder; nihayet ona vardığında orada herhangi bir şey bulamamış, üstelik yanı başında da (inanmadığı, kendisinden sakınmadığı) Allah'ı bulmuştur; Allah ise, onun hesabını tastamam görmüştür. Allah hesabı çok çabuk görür.” (Nur 39)
“Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer.” (Gaşiye 3)
Bir topluluk vardır ki, samimi olmalarına rağmen farz sınırlarını gözetmeyerek bazı önderlerin arkasından gitmişlerdir. Bunların da kötü bir sona ulaşacaklarını Rabb’imiz kitabında şöyle bildirdi:
“Yüzleri ateşte evirilip çevirildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, Peygambere de itaat etseydik! derler. Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden kov.” (Ahzap 66-68)
“Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden kov. Yazık bana! Keşke falancayı (bâtıl yolcusunu) dost edinmeseydim!” (Furkan 27-28)
“Allah buyuracak ki: "Sizden önce geçmiş cin ve insan toplulukları arasında siz de ateşe girin!" Her ümmet girdikçe yoldaşlarına lânet edecekler. Hepsi birbiri ardından orada (cehennemde) toplanınca, sonrakiler öncekiler için, "Ey Rabbimiz! Bizi işte bunlar saptırdılar! Onun için onlara ateşten bir kat daha fazla azap ver!" diyecekler. Allah da: Zaten herkes için bir kat daha fazla azap vardır, fakat siz bilmezsiniz, diyecektir.” (Araf 38)
“İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. (Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar. Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helal ve temiz olanlarından yeyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.” (Bakara 166-168)
Bu ayetlerden anlaşılıyor ki; kişi kimi takip ediyorsa, hangi kitle ile çalışıyorsa, nasıl bir devlete ve idareciye tabii ise, kimi yardımcı edindiyse, kimi dost seçiyorsa onlarla beraber haşrolunacaktır. Eğer Kur-an ve Sünneti ölçü alınıp; marufu emreden, münkerden sakındıranlarla beraber olursak Allah’ın (cc) rızasına nail olabiliriz. Aksi takdirde sonuç, ayetlerde belirtildiği gibi hüsran ile bitebilir.
Rabb’imizin, akîbeti kötü olanlar için Kur’an da verdiği misal gerçekten akıllara durgunluk verecek derecededir. Şöyle buyuruyor:
“İnkarcılara o gün şöyle denir; Yalanlayıp durduğunuz şeye gidin. Gölge yapmayan ve ateşten de korumayan Cehennem dumanının üç kollu gölgesine gidin. O gölgenin saldığı her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir, konak gibi de büyüktür. Yalanlamış olanların o gün vay haline.” (Mürselat 29-34)
Efendimiz (sav) Cehennem ateşinin ısısını şöyle anlatıyor:
“Allah’u Teala, Cehennemin bin sene yanmasını emir buyurdu. Ta ki ateşi kıpkızıl kesildi. Sonra bin sene daha yakıldı. Ta ki ateş bembeyaz kesildi. Sonra bin sene daha yakıldı. Ta ki ateşi simsiyah kesildi. Binaenaleyh Cehennem simsiyah ve karanlıktır.” (Tirmizi)
“Muhakkak ki, dünya ateşi rahmet sularıyla yetmiş defa yıkanmıştır. Dünya ehlinin kendisinden istifade edebileceği bir duruma getirilmiştir.” (İbni Abdulberr)
Ahiret gününde ne kadar korkunç bir son ile karşı karşıya kalabileceğimizin hesabını şimdiden yapmalı ve kendimize bir çeki-düzen vermeliyiz. Allah ve Rasulüne teslim olmalıyız.
Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:
“İman etmeyenlerin içinde en hafif azabı amcam Ebu Talib’e çektirilir ki, onun ayağına bir terlik giydirilir ve Cehennemin bir katmanında gezdirilir. Ayağından aldığı ısıdan dolayı beyni kaynar. Diğer taraftan azılı kafirler ateş içinde cezalandırılırken ateşin sıcaklığından dolayı su ister ona bir kase içinde su verilir, onun içinde kan, irin karışımı vardır. O kaseyi içmek için ağzına yaklaştırdığında, kasenin içindeki su karışımının sıcaklığından dolayı yüzünün deri ve etleri kaseye dökülür, böyle olmasına rağmen o kişi bu suyu içer çünkü içinde bulunduğu ateş daha sıcaktır.”
Şu bir gerçektir ki, Cennet ve Cehennem hakkındaki bütün deliller akla hitap eder ve de her akıl sahibi bu delilleri anlayabilir, ona göre de kendisine bir istikamet seçebilir.
Dünya hayatında iman eden ve salih amel işleyenlerin durumu, yukarıda anlatmaya çalıştığımız isyan ehlinin durumundan çok farklıdır. Bu durumu Rabb’imiz mü’minler için nur ve hidayet kaynağı olan Kur-an’ı Kerim de şöyle anlatır:
“Kitabı sağından verilen; Alın kitabımı okuyun, doğrusu bir hesaplama ile karşılaşacağımı umuyordum, der. Artık o meyveleri sarkmış, yüksek bir bahçede, hoş bir yaşayış içindedir. Onlara şöyle denir; Geçmiş günlerde, peşinen işlediklerinize karşılık afiyetle yiyiniz içiniz.” (Hakka 19-24)
“Orada tahtlara yaslanırlar, orada yakıcı sıcak ve dondurucu soğuk görmezler. Meyve ağaçlarının gölgeleri, üzerine sarkmış ve onların koparılması kolaylaştırılmıştır. Çevrelerinde gümüş kaplar ve billur kaseler dolaştırılır. Billurları gümüş gibi parlaktır, onları ölçüp ölçüp dağıtırlar. Orada zencefil karışık bir tasla içirilirler. O pınara selsebil (tatlı su) denir. Yanlarında ölümsüz gençler dolaşır. Onları gördüğünde saçılmış birer inci sanırsın. Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün. Üzerlerinde ince yeşil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz içecekler içirir. İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer, denir.” (İnsan 13-22)
“İnanıp yararlı iş işleyenleri, içinde temelli ve ebedi kalacakları, içlerinden ırmaklar akan Cennetlere koyacağız. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları en koyu gölgeliklere yerleştireceğiz.” (Nisa 57)
“Doğrusu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş vardır. Bahçeler, bağlar, göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve dolu kadehler vardır. Orada boş ve yalan söz işitmezler. Bunlar Rabbinin katından, hesapları karşılığı verilenlerdir.” (Nebe 31-36)
“Rablerine karşı gelmekten sakınanlar, bölük bölük cennete götürülürler. Oraya varıp da kapıları açıldığında, bekçileri onlara; Selam size, hoş geldiniz. Temelli olarak buraya girin, derler. Onlar; Bize verdiği sözde duran ve bizi bu yere varis kılan Allah’a hamdolsun. Cennette istediğimiz yerde oturabiliriz. Yararlı iş işleyenlerin ecri ne güzelmiş, derler.” (Zümer 73-74)
“Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen Cennet şöyledir; Orada temiz su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Onlara orada her türlü ürün ve Rablerinden mağfiret vardır. Bunların durumu, ateşte temelli kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?” (Muhammed 15)
Enes İbn-i Malik (R.a)’dan Peygamber (Sav) şöyle dedi: “Pak ve yüce olan Allah Cehennemliklerin en hafif azaplısına ‘Dünya ve dünyadaki her şey senin olsa şu azaptan kurtulmak için onu fidye eder miydin? buyurur.’ O kul; ‘Evet fidye ederdim.’ der. Allah; ‘Sen ademin sülbünde iken ben senden bu fedakarlıktan daha ehven bir şey istemiştim. Bu bana ortak koşmamandı. (Ravi şöyle dediğini de zannediyorum dedi.) Ben de seni ateşe katmayacaktım. Fakat sen (dünyaya gelince tevhitten) imtina ettin de şirkten ayrılmadın, buyurdu.”
Enes İbn-i Malik (ra) şöyle dedi: “Rasulullah (sav) şöyle buyurdu; ‘Cehennemliklerden dünya ehlinin en nimetli ve refahlısı olan kimse kıyamet gününde getirilir ve ateşe bir daldırılış daldırılır. Sonra ‘Ya Adem oğlu, sen hiçbir hayır gördün mü? Sana herhangi bir nimet uğradı mı? diye sorulur. O kul; ‘Hayır vallahi ya Rab, der. Cennet ehlinden olup da en çetin ve meşakkatli hayat süren bir kişi getirilir ve Cennete bir daldırılış ile daldırılır. Müteakiben ona da; ‘Ey Adem oğlu, sen hiçbir çetinlik ve sıkıntı gördün mü? sana herhangi bir sıkıntı ve zorluk uğradı mı? diye sorulur. O da; Hayır vallahi ya Rab. Bana asla şiddetli fakirlik ve ihtiyaçtan dolayı fena bir hal arız olmamıştır. Ben asla bir hayat çetinliği ve zorluğu görmedim, der.” (Müslim 2807)
Ebu Hüreyre (ra) den Peygamber (sav) şöyle dedi: “Aziz ve Celil olan Allah; ‘Ben iyi kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulun işitmediği ve hiçbir beşer kalbine gelmedik şeyler hazırladım.’ buyurdu.”
Rabb’imiz bu hususta şöyle buyurmuştur:
“Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.” (Secde 17)
İmam Malik İbn-İ Enes, Zeyd İbn-i Estem’den, o da Ata İbn-i Yesar’dan, o da Ebu Said Hudri (ra) den tahsis etti ki, Efendimiz (Sav) şöyle demiştir: “Allah, Cennet ahalisine; ‘Ey Cennet ahalisi’ diye buyurur. Onlar; Ey Rabbimiz ferman buyur, emrini ifaya her zaman hazır ve kullukta daimiz. Hayır senin iki elindedir’ derler. Allah; ‘Nasıl bu halinizden razı mısınız?’ buyurur. Kullar; ‘Ya Rab nasıl razı olmayalım? Sen bize mahlukatından hiçbir kimseye vermediğin bunca nimetleri ihsan buyurdun’ derler. Allah; ‘Ben sizlere muhakkak bunlardan daha faziletli ve daha şerefli bir nimet vereceğim’ buyurur. Kullar; ‘Ey Rabbimiz bu nimetlerden daha faziletli ve daha kıymetli hangi nimet vardır ki?’ derler. Bunun üzerine Allah; ‘Ben sizin üzerinize Rıdvan’ımı (Razı ve hoşnut olmamı) indiriyorum ve artık bundan sonra sizlere ebediyen darılmayacağım’ buyurur.” (Müslim 2892)
İbn-i Abbas (ra) şöyle rivayet etti. Rasul (sav) buyurdu ki:
“Ey insanlar! Muhakkak sizler Allah’ın huzuruna yalın ayakla, çıplaklar ve sünnetsizler olarak toplanacaksınız.”
“Göğü, kitap dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi - katımızdan verilmiş bir söz olarak - onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu biz yaparız.” (Enbiya 104)
“Haberiniz olsun ki kıyamet günü mahlukat içinde ilk olarak elbise giydirilecek kimse İbrahim (as)’dır. Şu da; haberiniz olsun ki ümmetimden bir takım insanlar getirilecek onlar yakalanıp sol tarafa (Cehennem tarafına) götürülürler. Hemen ben, Ey Rabbim onlar benim Sahabelerimdir, diye sesleneceğim de, bana, sen onların senden sonra (dinde) neler icat ettiklerini bilmezsin, denilir. Ben de Allah’ın salih kulu ve Peygamberi olan (Meryem oğlu İsa’nın) dediği gibi derim; "... Ben içlerinde bulunduğum müddetçe üzerlerinde bir gözcü idim. Fakat vakta ki sen beni (içlerinden) aldın üstlerinde gözetici ancak Sen kaldın ve Sen hakkıyla şahitsin. Eğer kendilerine azap edersen, şüphe yok ki onlar Senin kullarındır. Eğer onları mağfiret edersen yine şüphesiz ki mutlak galip ve yegane hüküm ve hikmet sahibi olan Sensin.” (Maide 117-118) Rasul (sav), “Bunun üzerine bana; ‘emin ol ki sen bunlardan ayrıldığından beri onlar ökçelerine basarak, geri dönmüş, mürtetler olmakta devam etmişlerdir’ denilir.” (Müslim 2860)
Bu gün ümmet nasıl da topuklarının üzerine dönmüştür! Hiç şüphesiz buna en büyük neden Hilafetin yıkılması ve Şer-i hükmün hayat sahasından kaldırılması ile olmuştur. Ne yazık ki ümmet, İslam’ın öngörmediği işleri yapmakta ve küfür nizamlarından kaynaklanan bir çok şeylere itikat eder olmuşlardır. Bunlar; demokrasi, laiklik, kapitalist ideolojiyi, komünizm, tasavvuf, körü körüne şahıslara bağlanma ve onları hüküm koyucu konumuna yükseltme, mantık, felsefe, atalar dini, fayda-zarar, kolay-zor, menfaatçilik, tedricilik, milliyetçilik, vatancılık, heva ve nefsi hüküm koyucu edinme vs. dir. Bunlara daha sonra detaylı olarak değineceğiz. İnşallah...
Cennet ve Cehennem hakkında Ebu Said’ten (ra) rivayetle Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Kıyamet günü Cennet ehli Cennete, Cehennem ehli Cehenneme ayrıldıktan sonra, ölüm, aklı karalı alaca bir koyun suretinde getirilir. Cennet ile Cehennem arasında durdurulur. Müteakiben, Ey Cennet ahalisi! ‘sizler bunu tanıyor musunuz’ denilir. Cennetlikler hemen boyunlarını uzatıp başlarını ona doğru kaldırırlar ve ona bakarlar. Ardından; ‘evet tanıyoruz bu ölümdür’ derler. Sonra, Ey Cehennem ahalisi! ‘sizler bunu tanıyor musunuz’ diye sorulur. Onlar da başlarını kaldırıp bakarlar ve ‘evet tanıyoruz bu ölümdür’ derler. Bunu takiben koyun suretindeki ölümün Cennet ile Cehennem arasında kesilmesi emrolunur ve derhal boğazlanır. Bundan sonra Ey Cennet halkı! ‘Cennette ebedi yaşayacaksınız artık ölüm yoktur. Ve Cehennem halkı sizler de karargahınızda ebedisiniz, artık ölüm yoktur’ denilir.”
Bundan sonra Efendimiz (sav) şu ayeti okudu:
“Ey Muhammed! Hâlâ gaflet içinde bulundukları ve hâlâ inanmayanları, onları, işin bitmiş olacağı o haslet günü ile uyar. Şüphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerinde bulunanlara varis olacağız. Onlar bize döneceklerdir.” (Meryem-39-40)
“Efendimiz bu ayeti okurken eliyle dünyaya işaret etmiştir.” (Müslim 2849)
“Cennetlikler Cehennemliklere ‘Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, Rabbinizin size de vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenirler. Evet, derler. Aralarında bir münadi, Allah’ın laneti Allah yolundan alıkoyan, o yolun eğriliğini isteyen ve ahireti inkar eden zalimleredir, diye seslenir.” (Araf 44-45)
“İki taraf arasında bir perde ve burçlar üzerinde her iki tarafı da simalarından tanıyan adamlar vardır. Cennetliklere, Size selam olsun derler. Bunlar henüz girmeyen fakat Cenneti uman kimselerdir.” (Araf 46)
“Gözleri cehennem ehli tarafına döndürülünce de: Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma! derler.” (Araf 47)
“ (Yine) A'râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: "Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı.” (Araf 48)
“Allah'ın, kendilerini hiçbir rahmete erdirmeyeceğine dair yemin ettiğiniz kimseler bunlar mı?" (ve cennet ehline dönerek): "Girin cennete; artık size korku yoktur ve siz üzülecek de değilsiniz" (derler).” (Araf 49)
“Cehennem ehli, cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunları dinlerini alay ve eğlenceye alan, dünya hayatına aldanan inkarcılara ikisini de haram kılmıştır, derler.” (Araf 50)
Buraya kadar aktardıklarımızdan da anlaşılacağı gibi Ahiret günü hesap, haşru neşr’in gerçekten çok çetin geçeceğidir. Rabb’imiz şöyle buyurmuştur:
“Bunlar, büyük bir günde tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı? O gün insanlar alemlerin Rabbinin huzurunda dururlar.” (Mutaffifin 4-6)
“Sizi boşuna yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” (Müminun 115)
“Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden (Allah izin vermedikçe) şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz.” (Bakara 48)
“O gün hiç kimse başkası için bir şey yapamaz. O gün iş Allah’a kalmıştır.” (İnfitar 19)
“Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmânın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler.” (Nebe 38)
“Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir.” (Nebe 40)
“De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı Onundur. Sonra Ona döndürüleceksiniz.” (Zümer 44)
“(Ey insanlar) Nereye gidiyorsunuz?” (Tekvir 26)
“Ey insanlar! Allah'ın vaâdi gerçektir, sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Allah’ın affına güvendirerek (şeytan) sizi ayartmasın!” (Fatır 5)
“Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir. Cehennem ehliyle cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli, kurtuluşa erişenlerdir.” (Haşr 18-20)
“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan pek haşin melekler vardır.” (Tahrim 6)
Ey Ademoğlu! Öyle bir mahkemeden geçeceksin ki orada torpil yok, aracı yok, rüşvet yok, Allah izin vermezse şefaatçi yok, her yönden çepeçevre kuşatılmışsın, yaptığın her iş ve sözde, beş ayrı şahit ile Yüceler Yücesi Allahu Teala’nın mahkemesine geleceksin. Gel yol yakın iken, yaşarken, kendi kendini muhakeme et... Yol yakın iken hidayete tabi ol, kalıcı olan nimetlere bağlan, talep et... Allah (cc) katında hayırlı olan nimetlere bağlan. Allah’a ve Allah’tan gelen iman ve yaşam esaslarına sımsıkı sarıl, akideni yeniden gözden geçir, kontrol et, amellerinin ölçüsünü nereden alıyorsun ona bir bak, yanlışsa o ölçüleri terk et, tövbe et. Böylece ahiret gününde yüzleri ağaranlardan ol, yüzleri kararanlardan değil...
Şunu bil ki, Allah’ı asla kandıramazsın. Sözünde özünde dosdoğru ol... “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ilahi emrine Efendimiz (sav) sımsıkı sarılmıştı sende rehberini takip et, ona uy...
LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDURRASULULLAH
Bu emre göre yaşa ki, iki cihanda Allah’ın rızasını kazanasın, hüsrana uğramayasın. Aksini yaparsan o mahkemede “Eyvah!” dersin, pişman olursun ama o pişmanlık fayda vermez. Esasen Allah’u Teala insanlığın ilk atasını yeryüzüne gönderirken şöyle buyurmuştu:
“Dedik ki: Hepiniz cennetten inin! Eğer benden size bir hidayet gelir de her kim hidayetime tâbi olursa onlar için herhangi bir korku yoktur ve onlar üzüntü çekmezler. İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedî kalırlar.” (Bakara 38-39)
Allah ve Rasulüne iman edip salih amel işleyenlerin, şer-i hükme tabi olanların yeri Cennet olacaktır. Bu kişiler Allah’ın rızasına nail olmuşlardır. İnkar edenlerin yeri ise Cehennemdir. Bunlarda Allah’ın gazabına uğrayacaklardır.
Burada ince bir noktayı da ayırmak gereklidir. Efendimiz (sav) bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyuruyor: “Hiçbir kimse ameline güvenerek Cennete gireceğini sanmasın. Sahabe; ‘Ya Rasulullah sen de mi?’ deyince, ‘Ben de’ buyurdu. ‘Şu kadar ki Allah bana kendinden bir Rahmet ile yetişir.” (Müslim 74)
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“De ki: Ben, yalnızca sizin gibi bir beşerim. (Şu var ki) bana, İlâhınızın, sadece bir İlâh olduğu vahiy olunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.” (Kehf 110)
Bu ayette, yapılan bir işin Allah katında makbuliyeti için iki şart koşulmuştur. Birincisi; yaptığı ibadeti Şer-i hükme uygun ve işi yalnızca Allah için yapmalı. İkincisi; Allah için yaptığı salih ameli Şer-i hükmün sınırları içinde yapmalı ve yukarıdaki Hadis-i Şerifi de göz önüne alarak bu ibadetin Allah katında kabulünü ummalıdır. Böylece ne ameline güvenip dengesini sarsmalı, ne de amel etmekten geri durmalı. Yani korku ile ümit arasında olmalı ki amellerinde devamlılık olsun, hesap gününü gözetsin, şer-i hükme uygun amel işlesin, yaptığı ibadette hiç kimseyi O’na ortak etmesin. Bu durumda o kişi dünya hayatında kulluğun kamil manada gerçekleşmesi için çalışır. Bu düşünce onu kamil manada kulluğu yapmayı engelleyen nedenleri araştırıp, bulup, bu noktada şerîatın ona ne yükümlülük yüklediğine karar vermeye, varılan sonucu tahkik ettirmek için hareket etmeye sürükler. Bu sonuç ise, dinin diğer dinler üzerine hakim olmasını gerekli kılar. Aksi takdirde Allah’ın hükmü yerine getirilmiş olmaz. Dinin diğer dinler üzerine hakim olmasının yolu ise Kur-an ve Sünnette belirlenmiştir.
Şer-i hükmün belirlediği yol ise kitlesel, siyasi bir hizip ile çalışmaktır. O hizbin, şeriata uygun bir metodu, hedefi ve o hizipte kişileri birbirlerine bağlayan fikri rabıta ve İslam kardeşliği olmalıdır. Bu hizip, toplumda var olan fikir ve fikrin tezahürü, sevgi ve nefret, nizamların değişmesi, nefislerde ve toplumda olan şeylerin değişmesi için var gücü ile çalışmalıdır.
Bilelim ki; ölüm bizim için bir kaledir ve her nefis ölümü tadacaktır. Ancak iman eden mü’minlerin iman esaslarından biri; öldükten sonra diriliş ve hesaba çekiliştir. Ahirette dünyada yaşadığımız müddet içerisinde iman ve şeriata uyup uymadığımız hakkında hesaba çekileceğiz. Muhakemenin sonu ceza veya mükafattır.
Mükafatı istiyorsak; ‘ya Hilafet ya Şahadet’ parolası ile yürüyelim. Bilelim ki; sebep ve sonuç Allah'ın yanındadır, yardım da Allah’ın yanındadır.
Eğer iman eder, dinin ve şeriatın hayata hakimiyeti için hareket edersek Allah’ın (cc) yardımı ulaşacak ve vaadi mutlaka bir gün gerçekleşecektir. Eğer bu uğurda şahadete ulaşırsak bu bizim için kurtuluştur. Bu kurtuluş ise, kul hakkı hariç Allah’ın üzerimizdeki kulluk hakkından kurtuluştur.
Haydi! Ey Müslüman!.. 100 yıldır yattığın uykundan uyan! 13 asır dünyaya nuru ve hidayeti götüren ümmetin çocukları gelin hayırda yarışalım, iyiliği emredip kötülüğü nehyedelim. Allah ve Rasulünün bize hayat verdiği şeye (Kur-an ve Sünnete) koşalım. Hilafeti en kısa zamanda nasbedelim. Allah (cc) şöyle buyuruyor:
“Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!” (Ali İmran 133)
“Bunlar, Allah'ın (koyduğu) sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar; işte büyük kurtuluş budur. Kim Allah'a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.” (Nisa 13-14)
Bu ayetlerde dünya hayatının Ahiret ile bağlantısı ortaya konuyor.
c-) Dünya hayatının kıymeti: Daha önce de değindiğimiz gibi, dünya hayatı başlangıcı ve sonu belli olan, içerisinde insanların, hayvanların ve daha başka canlı cansız birçok varlığın bulunduğu bir hayattır. Bu dünya hayatında var olan her yaratık Alemlerin Rabbi olan Allah (cc) tarafından kendileri için tayin edilen sınırlar çerçevesinde hareket etmekle sorumludurlar. Her birinin belirlenmiş bir yaratılış gayesi ve amacı vardır. Bu konuya işareten Alemlerin Rabbi olan Allah (cc) bize şöyle seslenmektedir:
"Size yeryüzünü boyun eğdiren O'dur. O halde yerin sırtlarında yürüyün. O'nun rızkından yiyin, nihayet dönüş O'nadır." (Mülk 15)
"Görmedin mi ki göklerde ve yerde bulunanlar, saf saf uçan kuşlar Allah'ı tesbih etmektedirler. Her biri kendi duasını tesbihini bilir. Allah, onların yaptıklarını bilendir." (Nur 41)
Ayetlere baktığımızda, konu ile ilgili olarak insanların ve cinlerin dışında kainatta bulunan tüm varlıkların yaratılış amaçlarına uygun olarak hareket ettiklerini görürüz. Hayvanlar, diğer canlı-cansız varlıklar, hem Allah'ı tesbih ederler hem de Mülk suresi 15. ayette belirtildiği üzere insanların hizmetine hazır halde bulunurlar. Kesinlikle bunun tersine hareket etmezler. Ancak insanların kainatta var olan eşyalardan yararlanabilmeleri için Allah (cc) tarafından her bir madde ve eşya ile ilgili özellikleri keşfetmeleri ve buna uygun olarak hareket etmeleri gereklidir. İnsanlar bu özellikleri keşfettikleri zaman bu eşyalar Sünnetullaha aykırı tavır takınmazlar. Çünkü, onların yaratılış gayeleri içerisinde hem Allah'ın kendilerine öğrettiği şekilde Onu tesbih etmek, hem de yaratılış özellikleri çerçevesinde insanlara hizmet etmek yer almaktadır. Kainatta var olan cansız varlıkların birtakım sorumluluk taşımakla karşı karşıya kaldıklarının bir başka delili de Allah (cc)'ın şu sözüdür:
"Gerçekte biz emaneti göklere, yeryüzüne ve dağlara sundukta onlar bunu yüklenmekten çekindiler ve korkup titrediler. Onu insan yüklendi. Doğrusu insan pek zalim ve pek cahil oldu." (Ahzap 72)
Kainatta var olan mahluklar içerisinde insanların ve cinlerin dışında kalanların yaratılış gayeleri ve sorumlulukları ile ilgili durum budur. İnsanların ve cinlerin yaratılış gayeleri ise ayette şöyle belirtilmektedir:
"İnsanları ve cinleri ancak bana kulluk etmeleri için yarattım." (Zariyat 56)
Ancak, cinler meselesi konumuzla alakalı olmadığı için onlarla ilgili durumu burada ele almaya gerek duymuyoruz. İnsan olmamız hasebiyle bizim asıl konumuz insan dairesi çerçevesindedir. Dolayısıyla ciddi bir şekilde ele alınması ve hakkında çözümler ortaya konulması gereken varlık da insandır. Zira cinlerin nasıl bir varlık olduklarını ve detaylıca özelliklerini bilmediğimiz için onlar hakkında birtakım değerlendirmelerde bulunmamız kesinlikle doğru olmaz. İnsanların ve cinlerin dışında kalan diğer canlı ve cansız varlıklarla ilgili çok kısa ve net olarak söylenebilecekleri ise yukarıda belirtmiştik. Öyleyse dünya hayatının değeri ve hayat tasviri konusunu insanla ilgili boyutuyla ele almak gerekmektedir.
Zariyat suresi 56. ayette de belirtildiği üzere insanların yaratılış gayeleri; insanı, hayatı ve kainatı yaratmış olan Yüce Yaratıcı'ya hakkıyla kullukta bulunmaktır. İnsanların bu kulluk görevlerini layıkıyla yerine getirebilmeleri için ise yine, Alemlerin Rabbi'nden gelen emir ve yasaklara kulak vermeleri mutlak surette gereklidir. Ne yazıktır ki, Osmanlı Hilâfet Devleti'nin yıkılmasının ardından İslâm'ın pratik olarak tüm insanların hayatından silinmesiyle birlikte Müslümanlar pusulalarını şaşırdılar ve kendilerine kendi dinlerinden olmayan kimseleri rehber edinmeye başladılar. Sahip oldukları İslâmi düşünceleri yanlış, küfür fikirlerini ise doğru fikirler olarak algılamaya başladılar. İslâm'ın kesin nassıyla bilinen apaçık ve net hükümlerini bırakarak küfür fikirlerine uymaya başladılar. Kendileri uyduğu gibi hükümleri de küfür düşüncelerine uydurmaya çalışmaktadırlar. Delaleti ve sübûtu kati naslarla her türlüsünün haram kılındığı faize cevaz verdiler. Hayata bakış açılarını ve hayat tasvirlerini İslâm'ın istediği şeklin dışında (batı düşüncesi çerçevesinde) demokratik normlara göre değerlendirdiler. Hayatlarında yapacakları işlerin doğruluğunu veya yanlışlığını şer'i hükümlere göre belirlemek yerine batı düşüncesinde olduğu gibi akla göre, fayda veya zarar kavramlarına göre belirlemeye başladılar. Allah'ın kalplerine yerleştirmiş olduğu imanın gücüne ve üstünlüğüne güvenmek yerine makama, mevkie, zenginliğe güvenmeye ve değer vermeye başladılar. Güçlü-kuvvetli olabilmek, bu türden unsurları elde etmek için uğraşırken yaptıkları işlerin şer'i hükümlere uygunluğunu veya uygunsuzluğunu kesinlikle hesaba katmadılar. Böyle bir şeye gereksinim duydukları zaman ise; ya karşılaştıkları şer'i hükümleri akıllarına göre yorumlama, ya da şer'i usûllere uygun olmayan çıkarımları kullanarak getirdikleri delillerle ispatlama yoluna gittiler.
Rasulullah (sav)'in Medine'ye hicret etmesiyle başlayıp Osmanlı Hilâfet Devleti'nin yıkılmasına kadar 13 asır boyunca yeryüzünde hakim olan İslâm devletinin ve İslâm hükümlerinin, hayatın her alanından uzaklaştırılmasının ardından Müslümanların karşı karşıya kaldıkları sıkıntıların, problemlerin ve hatalı davranışlarının nedenlerini ve çözüm yollarını ortaya koyma ayrı bir çalışmayı beraberinde getireceği için biz burada konuyu daha fazla uzatmak istemiyoruz.
Dünya hayatının değeri ve hayat tasviri
Allah’ın (cc) Rasulü şöyle buyurmaktadır: "Ümmetler ve milletler (din mensupları) birbirlerini sofraya davet ettikleri gibi birbirlerini sizin üzerinize davet edecekler ve üzerinize üşüşecekler." Bu sözü duyanlardan birisi: -Bizim azlığımızdan mı? -"Hayır! Aksine siz o gün çok olacaksınız. Fakat sizin çokluğunuz tıpkı selin önüne katıp sürüklediği çer çöp gibi olacaktır. Allah düşmanlarınızın kalbinden size karşı duydukları korkuyu kaldıracak ve sizin kalbinize vehn bırakacak." Yine bu sözü duyanlardan birisi: -Ya Rasulallah! Vehn nedir? "Ölüme karşı isteksizlik ve dünya sevgisi." dir.
Bu hadiste Rasulullah (sav), 14 asır önce yaptığı bir tasvirle adeta günümüz Müslümanlarının durumunu ortaya koymaktadır. Hadisin sonunda yer alan “Ölüme karşı isteksizlik ve dünya sevgisi” ifadeleri gerçekten bugün karşı karşıya kaldığımız sorunlardan birisidir. Günümüzün Müslümanları olarak bizler dünya hayatına ne kadar değer verip-vermememiz gerektiği hususunda şaşkın bir hale geldik. Müslümanlar sahip oldukları inançlarından kaynaklanan düşüncelerden vazgeçip batı fikirlerini benimsemekle dünya hayatına bakışları değişti.
Kafirler nezdinde dünya hayatı; Allah'a ve Resulüne inanmayan, Allah'ın dinini tek din olarak kabul etmeyen kişilerin yaşamında, nimetlerinden sınırsız bir şekilde, en üst düzeyde faydalanılması gereken bir yer olarak algılanmaktadır. Çünkü, kafirlerin bir kısmı ahiret hayatına kesinlikle inanmamakta ve ahiret inançları şeklî olmaktan öteye geçmemektedir. Onlar için yaşanabilecek tek hayat bu dünya hayatıdır. Onların ahiretteki nasipleri ise ancak cehennemdir.
Evet, gerçekten bu dünya hayatı kafirlere süslü gösterilmiş bir hayattır. Onların bu hayata sahip çıkmaktan başka yapabilecekleri bir şey yoktur. Çünkü onlar ahirette hüsran içerisinde olacaklardır. Müslüman ise, kafirler veya müşrikler gibi değildir. Müslümanlar için ahirette içinde ebedi kalmak üzere hazırlanmış cennet vardır. Dolayısıyla Müslüman'ın dünya hayatına bakışı da kafirlerin bakışından farklı olmalıdır. Müslüman'ın gözünde dünya hayatı, ne pahasına olursa olsun her şeyiyle kaçırılmaması gereken bir hayat değil bir imtihan dünyası olarak değerlendirilmelidir. Çünkü insanların tamamı bu dünyaya imtihan için gelmişlerdir. Bu konuyla ilgili bir ayette şöyle buyurulmaktadır:
"Hanginizin daha iyi iş (salih amel) işleyeceğini imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur." (Mülk 2)
Tüm insanlar, özellikle de Müslümanlar bu dünya hayatında imtihan için bulunduklarının bilincinde olmalıdırlar ve dünya hayatına da ona göre değer vermelidirler. Müslüman'ın gayesi her ne olursa olsun dünyayı kazanmak değil ahireti kazanmak, Allah'ın rızasını elde etmek olmalıdır. Dünya hayatı yalnızca ahireti kazanmak için hazırlanmış bir tarla konumundadır.
Allah'ın kitabında kendilerinden övgü ile bahsettiği, razı olduğunu bildirdiği Sahabelerin hayatlarına bir bakalım. Acaba onların yaşadıkları dönemin "asrı saadet" olarak isimlendirilmesinin nedeni sahip oldukları dünya zenginliklerinden mi yoksa bundan çok daha değerli şeylere sahip olmalarından mı kaynaklanıyordu?.. Aişe (r.anha)'den gelen bir rivayete göre şöyle demektedir: "Üzerinden üç hilal geçerdi de Allah Resülu’nün evlerinde ateş yanmazdı." Yani iki ay üst üste Rasulullah (sav)'in evlerinde sıcak yemek pişmezdi. Sahabelerden bir çoğu yiyecek bulamadıkları için günlerce aç gezerlerdi, günlerini oruçla geçirirlerdi. Suheyb er-Rumi (ra) Mekke'den Medine'ye hicret ederken yolunu kesip Mekke'de kaldığı süre içerisinde sahip olduğu mal varlığını almak isteyen müşriklere, Medine'ye hicretine engel olmamaları koşuluyla malının tamamını bırakmıştır. Medine'ye geldiğinde ise Resülullah (sav): "Suheyb kazandı. Suheyb kazandı" diyerek yaptığı işi tasvip etmiştir. Ebu Bekir (ra) Mekke'de iken sahip olduğu 40.000 ukiyelik mal varlığının 34.000 ukiyelik kısmını Allah için harcamış, Müslüman köleleri alıp âzad etmiştir. Müslüman olmadan önce yaptığı ticari seyahatlerin hepsini iptal ederek yalnızca Mekke içerisinde ticaret yapmakla yetinmiştir. Tebük savaşına gidecek ordunun hazırlanması için Resülullah (sav), Müslümanların tasaddukta bulunmalarını istediğinde malının tamamını getirmesi üzerine Ömer (ra), ‘bu sefer de Ebu Bekir'i geçemedim’ diyerek kendi kendine hayıflanmış ve Resülullah (sav)'a: Ya Resülullah Ebu Bekir evinde çocuklarına hiçbir şey bırakmadı, dediğinde Ebu Bekir (ra) şöyle cevap vermiştir:
- Getirdiklerimden daha hayırlısını bıraktım.
- Ne bıraktın?
- Allah ve Resülünü bıraktım.
Ömer (ra)'in Hilâfeti zamanında yapılan fetihler sonucunda İslâm Devleti’ne bol miktarda ganimet gelmeye başlamıştı. Ömer (ra) bir yandan önünde yığılı olarak durmakta olan altınlara bakıyor bir yandan da hüngür hüngür ağlayarak şöyle diyordu: "Allah biliyor ya, bunu peygamberinden ve Ebu Bekir'den sakındırdı da bana verdi. Bununla hayır mı yoksa şer mi diledi?" Yani Ömer (ra) önünde yığılı bir halde bulunan altınlara sevineceği yerde bunun kendisi için bir imtihan olduğunu düşünerek, imtihanı kaybetmekten korkuyordu. Gerçekten de Sahabeler (r.ahm) dünya hayatına gerektiğinden fazla önem vermiyorlardı. Onların dünyaya bakışlarının temel esaslarını Allah'ın şu ayetleri oluşturuyordu:
“İşte onlar, ahirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek ne de kendilerine yardım edilecektir.” (Bakara 86)
“Kafir olanlar için dünya hayatı câzip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkardan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız lütufta bulunur." (Bakara 212)
“Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir.” (Ali imran 185
“Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz? ” (En'am 32)
“ (Ey Muhammed!) Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatında onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kafir olarak canlarının çıkmasını istiyor.” (Tevbe 55)
“Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.” (Rad 26)
“Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.” (Şura 20)
“Size verilen şey, yalnızca dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükâfat iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler içindir.” (Şura 36)
“Fakat siz (ey insanlar!) Ahiret daha hayırlı ve daha devamlı olduğu halde dünya hayatını tercih ediyorsunuz.” (Ala 16-17)
Evet, Sahabe-i kiramı ve dünya hayatına bakışlarını bir kısmını yazdığımız bu ayetler şekillendiriyordu. Onların gayeleri dünyayı, dünyanın geçici nimetlerini kazanmak değil Alemlerin Rabbi olan Allah'ın rızasını kazanmaktı. Temel düşünceleri bu nokta üzerinde yoğunlaşıyordu. Ahiret yurdunu kazanabilmek için sahip oldukları dünya varlıklarının tamamını feda etmeye her zaman için hazır kimselerdi. Çünkü onlar Resülullah (sav)'in şu sözlerini kendilerine şiar edinmişlerdi:
Ebu Hureyre (ra)'den: “Resülullah (sav) şöyle dedi: "Allah (cc) buyuruyor ki: Salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve herhangi bir insanın hatırından dahi geçmeyen (nimetler) hazırladım. Dilerseniz şu ayeti okuyunuz: [Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.] Cennette bir atlının gölgesinde yüz yıl boyunca gideceği ancak yine de aşamayacağı büyüklükte bir ağaç vardır. Dilerseniz şu ayeti okuyunuz: [Uzamış gölgeler] Sizin cennetteki bir kamçı kadar yeriniz, dünyadan ve dünyadakilerden daha hayırlıdır." Dilerseniz şu ayeti okuyunuz: [Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir.] (Tirmizi,K. Tefsiri'l Kur-an, 3214; [Secde 17, Vakıa 30, Ali imran 185])
"Allah'a and olsun ki ahirete göre dünyanın durumu; birinizin denize parmağını daldırması gibidir. Baksın bakalım parmağı ona denizden ne getiriyor.” (Ahmet b. Hanbel, Müs. Şamiyyin, 17326)
Aişe (r.anha)'den gelen bir rivayette Resülullah (sav) şöyle buyurmaktadır: "Dünya; yurdu olmayanın yurdu, malı olmayanın malıdır. Aklı olmayan kimse dünya için biriktirir." (Ahmet b. Hanbel, Baki Müs. Ensar, 23283)
Ebu Musa el-Eşari'den Resülullah (sav) şöyle buyurdu:
“Kim dünyasını severse ahiretine zarar verir. Kim de ahiretini severse dünyasına zarar verir. Baki kalanı (ahireti) yok olana tercih ediniz." (Ahmet b. Hanbel, Müs. Kufiyyin, 18866)
“Kimin derdi dünya olursa Allah onun işini aleyhine darmadağın eder, fakirliği alnına yazar. Dünyadan eline geçen miktar da kendisinde yazılandan fazla olmaz. Kimin de niyeti (tek derdi) ahiret olursa, Allah onun işlerini toplar ve zenginliği kalbine koyar, dünya nimetleri ona koşarak (kendiliğinden) gelir.” (İbni Mace, K. Zühd,4095)
Sahabeler, Resülullah (sav)'in dünya hayatına asla değer vermediğini, Allah'ın rızası uğrunda her türlü sıkıntıya katlanmaya hazır olduğunu, dünyanın her türlü nimetlerini elinin tersi ile ittiğini gösteren şu ifadelerini görüyorlar ve aynen onun peşinden gidiyorlardı:
Mekke'de müşriklere karşı mücadelesini yürütürken, davasından vazgeçmesini, putlarına, Mekke'nin liderlerine, yöneticilerine, sosyal hayatlarına ve ticari ilişkilerine çatmamasına karşılık kendisini başlarına lider yapacakları, Mekke'nin en güzel kızı ile evlendirecekleri veya istediği kadar para verecekleri teklifini amcası aracılığı ile gönderdiklerinde amcasına şöyle diyordu:
"Allah'a yemin olsun ki ey amcacığım. Bu işten vazgeçmem için onlar bir elime ayı bir elime de güneşi verseler ben yine bu davadan vazgeçmem. Bu baş bu vücuttan ayrılıncaya ya da bu din hakim oluncaya kadar mücadelemi sürdüreceğim."
Amcası Ebu Talib'in ve eşi Hatice (r.anha)'nin vefatından sonra davet amacıyla gittiği Taif'te ve dönüşünde karşılaştığı kötü muamele karşısında ellerini kaldırarak şöyle diyordu:
"Allah'ım! Gücümün azlığını, çaresizliğimi ve insanların bana yaptıklarını, beni hakir görmelerini yalnızca sana şikayet ediyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi. Sen güçsüzlerin, hor ve hakir görülenlerin Rabb’isin. Benim de Rabbimsin. Beni kime bırakıyorsun? Kötü sözlü, kötü yüzlü uzak kimselere mi? Yoksa işlerimi eline bıraktığın bir düşmana mı? Eğer bana karşı öfkeli değilsen ben bunların hiç birisine aldırmam. Senin af ve merhametin bana bunları da göstermeyecek kadar geniştir. Senin gazabına uğramaktan, ilahi rızandan uzak kalmaktan sana, senin o karanlıkları aydınlatan dünya ve ahiret işlerini yoluna koyan ilahi nuruna sığınırım. Allah'ım! Sen hoşnut oluncaya kadar affını dilerim. Allah'ım kuvvet ve kudret ancak senin elindedir."
Rasulullah (sav), Taiflilerden gördüğü bunca hakarete, dönüş yolunda taşa tutulmasına rağmen Allah'ı razı etmekten başka hiçbir şeyi hedeflemiyordu. Mekke müşriklerinin kendisine teklif ettikleri dünyalıklara hiçbir şekilde tenezzül etmiyordu. Allah (cc)'ın rızasını kazandıracak olan Allah'ın dinini yeryüzüne hakim kılma görevini yerine getirmekten başka hiçbir şeyi kendisine dert edinmiyordu. Onun ne dünyada ne de dünya malında gözü yoktu. Ruhunu Allah'a teslim etmesinden kısa bir süre önce söylediği şu ifadelerle, dünyaya bakışını net olarak ortaya koyarak ashabına ve onlardan sonra kıyamete kadar gelecek tüm İslâm ümmetine en güzel bir örnek olma özelliğini koruyordu.
Abdullah b. Amr, Resülullah (sav)'in kölesi Ebu Müveyhibe'den rivayet ediyor: “Bir gece yarısı Resülullah (sav) beni uyandırdı ve bana şöyle dedi: "Ey Eba Müveyhibe! Ben, Baki kabristandakilere mağfirette bulunmakla emrolundum, haydi birlikte gidelim.” Ben de onunla birlikte yola çıktım. Oraya vardığımızda onların aralarında durarak şöyle seslendi: “Allah'ın selamı üzerinize olsun ey kabir halkı sizin şu andaki haliniz insanların içerisinde bulundukları halden daha iyidir. Allah’ın sizi kurtardığı şeyleri (tehlikeleri) ah bir bilseniz. Sonra gelen öncekinden daha kötü olan karanlık geceler gibi peş peşe gelen fitneler olacaktır.” Sonra bana yöneldi ve şöyle dedi: “Ey Eba Müveyhibe! Bana, dünya hazinelerinin anahtarları ve dünyada sonsuza kadar kalmak ve cennet vadedildi. Bunlarla, Rabbime ve cennete kavuşma tercihlerinden birisini seçmek arasında serbest bırakıldım.” Dedim ki:
-Anam, babam sana feda olsun. Keşke dünya hazinelerinin anahtarlarını, içinde sonsuza kadar kalmayı sonra da cenneti tercih etseydin.
-“Allah’a yemin olsun ki hayır, ey Eba Müveyhibe. Ben Allah Azze ve Celle’ye kavuşmayı ve cenneti seçtim.” Sonra Baki kabristanda bulunanlara istiğfarda bulundu, oradan da evine gitti.” (Ahmet b. Hanbel, Müs. Mekkiyyin, 15425)
Yeryüzünde yaratılmışların en şereflisi, Allah nezdinde insanların en değerlisi, peygamberlerin sonuncusu, tüm insanlara uyarıcı ve müjdeci olarak gönderilen, rahmet Peygamberi Rasul Muhammed (sav); dünyada sonsuza kadar kalma, dünya hazinelerinin anahtarlarına sahip olma teklifini elinin tersi ile iterek, ebedi olanı, bunlardan çok daha değerli olanı, Alemlerin Rabbine kavuşmayı tercih etmiştir.
Kerim Resülun yolundan giden Sahabe de aynı şekilde dünyayı değil ahireti kazanmayı kendilerine düstûr edinmişlerdir. Allah'ın rızasını kazanmak, dinini dünyanın en ücra köşelerine taşımak için cepheden cepheye koşmuşlardır. Dünyanın peşinden koşmamışlar dünyayı peşlerinden koşturmuşlardır. Allah'a, Resülüne, dinine ve Müslümanlara düşmanlık edenlerden korkmamışlar, aksine onların kalplerine korku salmışlardır. Allah'ın dinini hakim kılmak için Cebelitarık Boğazını geçerek İspanya kıyılarına varmasının ardından tüm gemileri yaktıran Tarık b. Ziyad askerlerine şöyle sesleniyordu:
-İşte arkanızda koskoca ordu gibi bir derya, önünüzde de derya gibi bir ordu bulunmaktadır. Ya Allah yolunda, önünüzdeki derya gibi ordu ile karşılaşır öldürülüp şehadet şerbetini içer veya Allah tarafından zafere eriştirilirsiniz ya da geri dönmeyi arzular arkanızdaki derya ile boğuşursunuz. Tercih sizindir.
Bu konuşmanın ardından Tarık b. Ziyad komutasındaki İslâm ordusu iki saat içerisinde Tulaytıla'nın sarayına girerek tüm hazineleri ganimet olarak ele geçiriyor ve Tarık b. Ziyad ayağını Tulaytıla'nın hazinelerine basarak şöyle diyordu:
Ey Tarık! Bir zamanlar para ile alınıp satılabilen bir köle idin, şu anda ise Tulaytıla'nın hazineleri ayaklarının altında durmaktadır.
Evet, Tarık b. Ziyad İspanya'yı dünya malına sahip olmak, batı dünyasında olduğu gibi sömürgecilik için feth etmemişti. Tarık b. Ziyad ve onun dışındaki tüm İslâm komutanları, sultanları ancak Allah'ın dinini dünyaya taşımak, hakim kılmak için cihad etmişlerdir. Dünyanın peşinde koşmadan dünyayı kendi peşlerinden koşturmuşlardır. Allah'ın rızasını taleb için çalışırlarken aynı zamanda Allah (cc), dünyanın tüm nimetlerini onların ayakları altına sermiştir.
Halid b. Velid'ler, Tarık b. Ziyad'lar, Selahaddin Eyyubi'ler, Halife Mutasım'lar, Fatihler, Yavuzlar ve daha nice kahraman ve cesur İslâm komutanları Allah'tan başka hiç kimseden korkmadan, yalnızca Allah'ın dinini tüm dünyaya hakim kılmayı ve Allah yolunda şehit olmayı arzulayarak hareket etmişlerdir. Onların kalplerinde günümüzün komutanlarında olduğu gibi dünya sevgisi değil, cennet özlemi vardı. Onlar İslâm düşmanlarından değil İslâm düşmanları onlardan korkuyorlardı. Ölümden kaçmıyorlar, koşarak, seve seve ölüme gidiyorlardı. Çünkü onlar bu dünyayı değil cenneti istiyorlardı. Onların hayata bakış açılarını; fayda-zarar, iyi kötü veya çıkarcılık değil, Allah ve Resülü'nden gelen şer'i hükümler, helaller ve haramlar şekillendiriyordu. Bunun için her şeye bakışları farklıydı. Başları dimdik, tok sesli, cesur, uyanık, dünya sınırlarını aşarak ahireti ve cenneti kuşatan bir ufka sahip ileri görüşlü kimselerdi.
Geçmişte olduğu gibi bugün de İslâm ümmeti içerisinden böylesi komutanları çıkartmaya elbette ki muktedirdir. Ümmet, öncekilerdeki üstün özelliklere sahip kişileri en yakın zamanda görmeyi arzulamaktadır. Başlarında; Allah’a, Rasulü’ne, İslâm’a ve Müslümanlara düşmanlık yapmayan, korkaklardan korkmayacak kahraman ve cesur komutanları, yöneticileri görmek istemektedirler. Haçlıların egemenliği altındaki Kudüs'ü fethetmeden rahat bir uyku uyuyamayan ve gülmeyen Selahaddin Eyyubi'leri arzulamaktadırlar. Resülün hadisinde belirttiği müjdeye nail olabilmek için gece gündüz İstanbul'u fethetme hazırlıklarını sürdüren ve planlar yapan Fatihleri beklemektedirler. Filistin'de, Suriye'de, Bosna'da, Azerbaycan'da, Özbekistan'da, Türkiye'de ve Kosova' da ve daha birçok bölgede; Müslüman kızlarımızın, annelerimizin ve kız kardeşlerimizin namuslarına, başörtülerine el uzatanlara haddini bildirecek Halife Mutasım gibi komutanların çıkmasının özlemini çekmektedirler. Allah (cc) şöyle buyurdu:
"Sizden öncekilerin başlarına gelenler sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannettiniz? Peygamberler ve onunla beraber bulunan müminler: Allah'ın yardımı ne zaman? diyecek kadar darlığa ve sıkıntıya uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki Allah'ın yardımı şüphesiz yakındır." (Bakara 214)
Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, ayaklarımızı sabitleştir ve kafir topluluğa karşı bize yardım et.
Rabbimiz! Bizim üzerimize sabır boşalt, ebrar sahipleriyle, Müslümanlarla birlikte bizim canımızı al.
Rabbimiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme, katından bize rahmet bağışla. Şüphesiz ki Sen, sonsuz bağışta bulunansın.
Rabbimiz! Peygamberlerine vaad ettiklerini bize de ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen şüphesiz sözünden caymazsın.
Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak insanlar ihsan et. Bizi muttakilerle beraber kıl.
Ey Allah'ım! Bizi, senin yolunda şehitlikle rızıklandır. Bizi, senin yolunda şehitlikle rızıklandır. Bizi, senin yolunda şehitlikle rızıklandır. Bize, nimetine eriştirdiğin peygamberlerle, sıddıklarla, şehitlerle ve salihlerle bir arada bulunmayı nasip et.
Rabbimiz! Bize dünyada güzel olanı ver ahirette de güzel olanı ver. Bizi ateşin azabından koru.
Rabbimiz! Bizi ve çocuklarımızı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Dualarımızı kabul buyur.'](https://scontent-amt2-1.xx.fbcdn.net/v/t31.0-0/p75x225/14991163_198852640566145_434512315285489305_o.jpg?_nc_cat=101&_nc_ohc=_Ubj8C7CDS0AX-0oted&_nc_ht=scontent-amt2-1.xx&_nc_tp=6&oh=1d9888f2ed6b4b13d82499f69512880d&oe=5EC141E4)























Kullarıma söyle de en güzel olanı söylesinler. Şüphesiz şeytan aralarına kargaşa sokar. Şüphesiz şeytan, insan için apaçık bir düşmandır.
YanıtlaSilhttps://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=858559521262117&id=100013242319421
Ve hani Biz bir vakit doğadaki güçlere; “Âdem'e; bilgilendirilmiş insana boyun eğip teslimiyet gösterin” demiştik de İblis'ten; düşünce yetisinden başka hepsi boyun eğip teslimiyet göstermişlerdi. O, “Ben bir çamur olarak; madde olarak oluşturduğun kimseye mi boyun eğip teslimiyet göstereceğim?” demişti. 61
YanıtlaSilhttps://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=868171510300918&id=100013242319421
Etrafımız iyi yetiştirilmiş cahillerle sarılı...FETRET DEVRİ....KAOS...ANLATAMIYORUZ...Bana deli demelerine izin veriyorum, ben de karşılığında özgür oluyorum
YanıtlaSilHELAK GELİYORUM DİYOR. GELMİŞ ! KAPIDA...
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=878953872556015&id=100013242319421
BİZ BU FİKRİN ÜZERİNE YOĞUNLAŞARAK GELECEK NESİLLERE PAKET HALİNDE HAZIRLAMAMIZ LAZIM.
YanıtlaSilSen gereğini yapmazsan ilahi adalet sana bela gönderir.
https://t.co/RRHWlCUILd
İNSANIN HAYATA BAKIŞI NASIL OLMALIDIR?
YanıtlaSilİnsanın hayata bakış açısı, onun yaşamı açısından çok önemlidir. Çünkü süreceği yaşam onun hayat hakkındaki anlayışına göre şekil alır. Temel dinamik ve kişinin hayat hakkında kabul ettiği temel fikir ne olursa, süreceği yaşam da onun üzerine binâ edilecektir. Kişi şu soruları kendisine sormalı, cevap verirken de insaflı davranmalı, cevaplarda kesinlik ve katiyyet aramalıdır. Bu kesinlik ve katiyyet onda imanı meydana getirecektir. İman kelimesi şeksiz, şüphesiz emin olma anlamına gelir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=963575150760553&id=100013242319421
YILLARIN KONUŞULMAYANLARI...!
YanıtlaSilSuçu ve suçluyu övme,!!!
https://t.co/795ycImcxZ https://t.co/0JWS6Bitkf
Karşı karşıya bulunduğumuz bilinçsiz süreçler ve pragmatik savrulmalar döneminde,..
YanıtlaSil“Kendisinden tek korkmamız gereken şey, korkudur.”
"Bilgi En Büyük Güçtür"
Bizim La İlahe İllallah'ımızda Problem Var..
”İnsanlık Tarihinin En Tehlikeli Dönemindeyiz”
Kapitalizm..yönlendirmek bize düşer
İnsan arzı imarla mükelleftir. FETRET DEVRİ
“Eğer topyekün seferber olmazsanız, Allah sizi acı bir azaba uğratır ve sizin yerinize başka bir topluluk getirir de siz savaşa çıkmamakla Onun dinine zerrece zarar veremezsiniz. Çünkü Allah ona şeye kadirdir. " (Tevbe, 9/39)
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1011389125979155&id=100013242319421
Dayak, Başörtüsü,Namaz!Yanlış Tercümeyle Kuran’a İhanet Ettiler!
YanıtlaSilhttps://t.co/dvIk2ynOm4
Zâlim Müslümanlar
Bir Müslüman olarak yapmamız gerekenleri yapmamak, yapmamamız gerekenleri yapmak zulümdür
Şeytan,İnsanları Saptırmak İçin Yaptıklarını Süslü Gösterir
https://t.co/8zAEt6NcO7 https://t.co/dMxF3q7AnG
Yüce Devlet, Cüce Ümmet https://youtube.com/watch?v=OliX_COAJo8
YanıtlaSilİNSANLARIN İYİLİĞİ DETAYLARDA
https://facebook.com/permalink.php?story_fbid=886107908507278&id=100013242319421
https://facebook.com/photo.php?fbid=633954153722656&set=a.147226759062067&type=3&theater
https://facebook.com/permalink.php?story_fbid=633777410406997&id=100013242319421
https://bredaholland.blogspot.com/2020/02/muhendislere-duyurulur-insanlgn.html
https://facebook.com/permalink.php?story_fbid=931417490642986&id=100013242319421
https://facebook.com/permalink.php?story_fbid=918256141959121&id=100013242319421
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1312722319173877761?s=20
https://namenstrbredaholland.blogspot.com/2020/02/aydnlara-cagraydnlar-aydnlar-kimdir-bu.html
https://www.instagram.com/p/CF9gsCWpBlM/?igshid=ru8s99rl05x4
SilGenetik alanındaki en büyük keşif Nobel ödülü aldı: CRISPR-Cas9 nedir?
YanıtlaSilhttps://t.co/3y0vfyl1v9
İnsanlar, denenmeden, “İman ettik” demeleriyle bırakılıverileceklerini mi sandılar?
https://t.co/EuoSsQOrit
Ham fikir üreten şeytanın tuzağına düşmemek için Kurana başvuracaksın.
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1315242989904629761?s=19
Bu âyetle insanlığa, tam bir imana sahip olabilmeleri için eksik bilgilerini tamamlamaları, sorgulamadan çekinmemeleri gerektiği mesajı verilmektedir. Özellikle de toplumun önüne çıkan kimselerin bilgili, becerili ve toplumu ikna edecek ölçüde zihinsel donanıma sahip olmaları gerekir. Aynı hususa Hûd sûresi’nde de dikkat çekilmişti: 260
YanıtlaSilhttps://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1089909068127160&id=100013242319421
NEDEN SEN (SİZ) DEĞİL...?ÇAĞINDAN SORUMLU KİŞİ.
YanıtlaSilÂLİMLER: PEYGAMBERLERİN VARİSLERİ
Aydınlara çağrı...Aydınlar, aydınlar...
İslamın bir dünya görüşü olarak, bir dünya düzeni olarak yerinden edilmiş olması konusu, her nasılsa hiç bir kesimde farkedilmiyor.
https://t.co/dWGuDt39i1 https://t.co/vOQioVP8q2
İŞTE ÇÖZÜM.Aydınlara çağrı.Alim, yaşadığı çağa ilmiyle şahitlik eden ve hakkı söyleyen, kişidir.
YanıtlaSilEŞYA,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
EY GENÇLİK,SAHABEDEN DAHA İYİ BİR MAKAMA GELMEK İSTER MİSİN.? PEYGAMBERLERDEN DAHA AVANTAJLI OLMAK İSTER MİSİN.?
https://t.co/cr3mOqYgIz https://t.co/nnyzhcnnjS
Hilafet nasıl kaldırıldı?
YanıtlaSilhttps://t.co/WevUMxjBXe
Zâlim Müslümanlar
Bir Müslüman olarak yapmamız gerekenleri yapmamak, yapmamamız gerekenleri yapmak zulümdür.
Şeytan, İnsanları Saptırmak için Yaptıklarını...
https://t.co/1OEnyteYZA https://t.co/uEmSuZeQAB
https://t.co/6SSzo8zAjp https://t.co/gg2TVyLfkb
Söz bitti eylem zamanı!
YanıtlaSilhttps://t.co/cczPpnXRDw
İŞTE ÇÖZÜM.
Aydınlara çağrı.
EŞYA,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
EY GENÇLİK,SAHABEDEN DAHA İYİ BİR MAKAMA GELMEK İSTER MİSİN.?
https://t.co/cr3mOqYgIz https://t.co/nnyzhcnnjS
Zehirlenmiş....!
https://t.co/9ukplcldG7
Yoksa kötülükleri işleyen o kimseler, kendilerini, hayatlarında ve ölümlerinde, iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimseler gibi yapacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!
YanıtlaSilhttps://t.co/VflxXfy97p
MEAL HATALARINI KUR'AN'A MAL ETMEK
YanıtlaSilhttps://t.co/I6kMu6OpqL
Müslümanların birikimlerini en verimli şekilde kullanabilecek bir aklı ve ahlakı inşa etmek, birincil sorumluluğumuz olsa gerektir. Görevi yapacak kadroların ehliyet sorununu aşmış olması elzemdir.
https://t.co/rXUUY67sMO
https://twitter.com/huseyinsasmaz/status/1375373121801310208?s=19
MÜCADİLE SURESİ 1-5 AYET MEALLERİ-
YanıtlaSilYenilenmiş hali-Güncel duruma getirilmiş.
https://t.co/agEPXuDy0l
Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette ...
https://t.co/WgXK6dKbus
İSLÂM DİNİNDE KADIN-2-
https://t.co/A1RYggCX5d
https://t.co/SK1L4ITxTH https://t.co/DukUCnmD25
KUR'AN'LA YÜZLEŞME 04 https://t.co/mZfJKISFHV
YanıtlaSilKURAN BİZE HİTAP OLARAK MI GELDİ KITAP OLARAK MI?
https://t.co/gwVtIOQtrn
MEAL HATALARINI KUR'AN'A MAL ETMEK
https://t.co/LQeecmzhTj
Vakti geldikçe insana,âyetlerimizi göstereceğiz.41:53
https://t.co/tXpqaElHuy
https://t.co/Mpv4MJJwES https://t.co/CcSh2MRP1P
Biz, Nûh’u kendi toplumuna elçi gönderdik de, içlerinde elli yılı sıkıntısız nice uzun sıkıntılı seneler kaldı.
YanıtlaSilEy kavmim, andolsun size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim.
NESLİ KAYBEDİYORUZ-
HELAK GELİYORUM DİYOR. GELMİŞ ! KAPIDA.
https://t.co/WZ3byuQPhU
MEĞER MEZARLIKLAR... MÜTHİŞ BİLGİ!
YanıtlaSilhttps://t.co/xlyxqvPdAw
N.Y'dan Akla Uymayan Ayetler Olduğu İddiası- Doğru..!
HAREKE VE İŞARETLER YARDIMCI MI, ENGEL Mİ?
Hüküm verirken verdiği konu hakkında bilgi noksan eksik olursa hükümde yanlış olur.
https://t.co/VtvIRQFyZs
Zâlim Müslümanlar
YanıtlaSilBir Müslüman olarak yapmamız gerekenleri yapmamak, yapmamamız gerekenleri yapmak zulümdür.
Düşünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretler vardır.
Şeytan, İnsanları Saptırmak İçin Yaptıklarını ve Tercihlerini Süslü Gösterir
https://t.co/NKyCoRQqrP https://t.co/mjNUHPr0Ad
MUSA'NIN DENİZİ YARMASI; NİL ÜZERİNE BARAJLAR YAPMASI
YanıtlaSilFETRET DEVRİ..
Biliyorsunuz SÜNNETULLAH, Allah'ın değişmez YASA larıdır.
Aydınlara çağrı...Alim, yaşadığı çağa ilmiyle şahitlik eden ve hakkı söyleyen, kişidir.
Müslüman aydın tez üretmek zorunda.
https://t.co/jgzwUkqJEp
Nedir senin bu halin? Neredesin, ne haldesin? Sorumluluğunun farkında mısın? Islah’ı ne kadar üstüne alınıyorsun? Alınıyorsan; salih ve muhlis olmak adına nereden başlayacaksın? İyiliğe tarafın kadar kötülüğe karşıtlığın da net mi? Gel oradan başlayalım.
YanıtlaSilhttps://t.co/NHHmGxvc3P https://t.co/zkf5qLSorq
İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ.
YanıtlaSilEŞYA; BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.İNSANLIĞIN PROBLEMİ ÇÖZÜLÜR.:
Bilgi eksik olursa hükümde yanlış olur.
Hani iddia eden delil getirir kaidesi vardı...
Eşyada aslolan mubahlıktır...
İnsanlık kaidelere uymadığından böyle zelil konumdalar.
BAKIŞ AÇISI VE YENİDEN DOĞMAK...!
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1118410755276991&id=100013242319421
Islamın çağımıza dair yeni söylemlere ihtiyacı var görmüyormusunuz? Nerede yeni alimler, filozoflar?
YanıtlaSilKendini çağından sorumlu tutmayan siyaset başka ne işe yarar ki?
Aydınlara çağrı.
Alim, yaşadığı çağa ilmiyle şahitlik eden ve hakkı söyleyen, kişidir.
https://t.co/VFZqY1BTWJ
İnsanlık bize bakarak İslâm’ı niçin tercih etsin?
YanıtlaSilHALİFELİK Mİ GELİYOR?
YAPAY ZEKA VE İNSANLIĞIN SONU
Sebt
KAFİRLERİN KALKANI TEKFİR !İşte bunlar Müslümanı kâfir sayıyorlar, dinsiz kabul ediyorlar. diye çığlık atmalarına aldırma.
Bir soru sormak istiyorum
https://facebook.com/permalink.php?story_fbid=728735620911175&id=100013242319421
İnsanlık bize bakarak İslâm’ı niçin tercih etsin?
YanıtlaSil“Allah, peygamberlik müessesesi ümmete yüklenmiştir....
İNSAN, EŞYA VE VAKIA İLE OLAN İLİŞKİSİ.İnsan arzı imarla mükelleftir.KAİDELERİN KONUŞTUKLARINDAN ....DÜNYA'YA KÖKLÜ ÇÖZÜM.
ALLAH'IN KADROLU MEMURU OLDUĞUMU DELİLLERİ İLE İSPATLAMAM LAZIM.
Aydınlara çağrı...Alim, yaşadığı çağa ilmiyle şahitlik eden ve hakkı söyleyen, kişidir.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1519614495156613&id=100013242319421
Aydınlara çağrı. Bilimsel Cehâlet + Etrafımız iyi yetiştirilmiş cahillerle sarılı.
YanıtlaSilCahillik öyle bir bedel istiyor ki, öde öde bitmez.
HELAK GELİYORUM DİYOR. GELMİŞ ! KAPIDA !
DAVA ADAMLARI KAVİMLERİNDEN AYRILMADIKÇA.
Zamanları kim inşa ederse gelecek de onun olacaktır.
https://t.co/ht0tc2Jvi9 https://t.co/oXxtGDYEWZ
"Kuşkusuz sen onları bağışlayasın diye kendilerini her davet edişimde parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, inanmamakta direndiler ve büyük bir kibir gösterdiler."
YanıtlaSil(Nuh: 7)
Hüseyin Uzun Şaşmaz
YanıtlaSilKur'an'ı putlaştırmak.
De ki:“Ey Kitap Ehli! Tevrât’ı, İncîl’i ve Rabbinizden size indirilen kuralları hayata geçirmedikçe hiçbir şey üzerinde değilsiniz.”
BAŞIMIZA AYNI ŞEY GELMİŞ
FETRET DEVRİ.
HELAK KAPIDA.
Ben gerçekten yenik düşürüldüm, bana yardım et!
https://t.co/82Ba2za6ax
UYANIŞ-15.AYDIN'IN KUR'AN'CA TANIMI.
YanıtlaSil📷"adam arıyorum"📷
...bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışan idrak ve ibadet ehli bir bölük halk bulunsaydı ya...
Peygambere salat etmek onun tebliği olan Kur'an'a tutunmaktır-
Aydınlara çağrı.
Alim,yaşadığı çağa ilmiyle şahitlik eden ...
SADELİKTEN NEFRET EDEN İNSAN TÜRÜNÜN ULEMÂSI..
Müslüman evinde rahat rahat yatamaz.
GELİN DÜNYAYI YÖNLENDİRELİM.
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=1925996734518385&id=100013242319421